Leyla Erbil (1931-2013), 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşayan yetenekli yazarlardan biridir. Erbil, kendine özgü edebî çizgisiyle ve psikanalitik görüşün Türk edebiyatındaki uygulayıcılarından biri olarak tanınmıştır. Ayrıca “Nobel Ödülü”ne aday gösterilen tek Türk kadın yazardır. Leylâ Erbil’in başarısı, yaşadığı çağa ve içinde bulunduğu topluma, o toplumun insanlarına ve bu insanlar arasındaki ilişkilere eleştirel bir gözle yaklaşmasındadır (Sayğılı, Yivli: 2017).
Aydın, onun sanatını şu şekilde betimler:
Gelenekle bağlarını koparan 1950 kuşağı içinde değerlendirilen Leylâ Erbil, anormal/deli olarak nitelenen karakterlerin bilincini içeriden yansıtmayı denediği, dilbilgisi kuralları ve noktalama işaretlerini altüst ettiği aykırı diliyle, bu kuşak içinde dahi sivrilen bir yazar olmuştur. İnsan ilişkilerindeki ikiyüzlülükleri, bireysel zaaf ve korkuların yol açtığı kötülükleri, baskılanmış cinselliğin sakatladığı kadın-erkek ilişkilerini, edebiyat dünyasına ve genel olarak topluma egemen olan eril zihniyeti; küçük görülen entelektüel kadınların hayal kırıklıklarını, yazma endişelerini ve toplumsal yaptırımlara karşı çıkan kendilik arayışlarını, çoğunluğunu kadın karakterlerin oluşturduğu anlatılarının merkezine yerleştirmiştir.
Hilâl Aydın
HAYATI
Leyla Erbil (1931-2013), Hasan Tahsin Bilgin (1893- 1969) ve Emine Huriye Bilgin (1911-1984) çiftinin üç kız evladının ortancası olarak 12 Ocak 1931’de dünyaya gelir. Leylâ Erbil’in babası İstanbul’da liman müfettişi iken Trabzon’a tayin olan ve Hatice Hanımla evlenip Trabzon’a yerleşen Rumeli kökenli Mehmet Efendi’nin oğludur. Annesi ise Arnavut kökenli Manastır’da çiftlik sahibi Adem Ağa ile Rakibe Hanım’ın kızıdır (Şahin: 2013).
Leyla Erbil’in Edebi Kişiliği (maddeler hâlinde)
- Leyla Erbil’in eserlerinde gerçekçi ve deneyci bir duyarlılık vardır.
- Yazarın Kalan (2011) ve Tuhaf Bir Erkek (2013) isimli eserlerinde postmodernizm etkileri görülür (Erkan, 2016).
- Leyla Erbil’in “Tuhaf Bir Kadın” adlı ilk romanı eleştirmenler tarafından yazarın psikanalitik yönünün güçlü bir dışavurumu olarak kabul edilir. Eserde, Nermin’in ataerkil toplumun baskılarıyla bireysel özgürlüğü arasında sıkışıp kalan hayatını anlatır (Gültekin, Güven-Akın: 2016).
- Eserlerinde sosyal konulara duyarlı bir tavır sergiler.
- Korkusuz bir dili vardır. Modern Türk toplumunun sosyal ve siyasal sorunlarını istisnai bir hassasiyetle inceleyen Erbil’in eserlerinde cinsellik meselesi benzersiz bir yere sahiptir. Erbil, eserlerinde cinselliğin sosyal ve psikolojik boyutlarını ele alır (Dündar: 2004). Tuhaf Bir Kadın (1971), Karanlığın Günü (1985), Mektup Aşkları (1988) ve Cüce (2001) adlı eserlerinde bu tavır açıkça görülür (Dündar: 2004).
- Roman ve öykülerinde dönemin sosyal dokusuna ilişkin izlekler, yarattığı kişilerin güncel olaylarla bağları ve konularını işleyiş biçimindeki özgünlük Erbil’e döneminin önde gelen yazarlarından olmasında katkı sağlar (Büker, 2008).
- Eserlerinde, kadın ve aile sorunları geniş bir yer tutar. O, toplumsal normlar çerçevesinde oluşan kadınlık bilincinin, içinde bulunduğu çağa göre yorumlamasını yapmakla kalmaz, bu ortak bilincin, gelenekler aracılığıyla, kuşaklar arasındaki aktarımına da değinir (Büker, 2008).
- Leylâ Erbil’in öykülerinde kadınlar, ataerkil toplum düzeninde gelenek ve önyargılarla kuşatılmış, özgürleşme noktasında varoluş sancısı çeken çıkışsız bireyler olarak karşımıza çıkar (Kandemir, 2013).
- Sıra dışı bir dili vardır. Erbil’in metinleri edebiyat tarihindeki pek çok türü iç içe geçirerek toplumsal ve siyasal yaşama müdahale eder. Bu müdahale, dilin sürekli yenilenmesiyle, sınırlarının sürekli genişlemesiyle birlikte hareket eder. Hakikati arayan bir yazarın kılavuzluğunda yeni bir dil ve anlatım geliştirilir. Erbil’in dili, hakikati dile getirme arzusuyla devralınan yerleşik ve egemen dil yapısını kırarak türsüz bir dili açığa çıkarır (Demirtaş, 2016).
Leylim Ley adlı eserin Ahmet Arif tarafından Leyla Erbil için yazıldığı iddia edilse de Ahmet Arif’in Leyla Erbil’e tutumu hakkında kesin bir çıkarıma varmak mümkün değildir. Bilinen tek gerçek ikili arasındaki mektuplaşmalardır.
Eserleri
Öykü: Hallaç (1961), Gecede (1968), Eski Sevgili (1977), Düşler Öyküler (1997)
Roman: Tuhaf Bir Kadın (1971), Karanlığın Günü (1985), Mektup Aşkları (1988), Cüce (2001), Üç Başlı Ejderha (2005), Kalan (2011), Tuhaf Bir Erkek (2013)
Mektup: Tezer Özlü’den Leylâ Erbil’e Mektuplar (1995)
Deneme: Zihin Kuşları (1998)
KAYNAKÇA
Aydın, H. (2015). Türk Edebiyatındaki “Direnme Noktası”: Leylâ Erbil. Moment Dergi, 2(2), 272-288.
Büker, E. (2008). Leyla Erbil’in romanlarında kadın ve kadın sorunları (Master’s thesis, Kocaeli Universitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü).
Demirtaş, M. (2016). Metnin türle imtihanı: Leyla Erbil ve türsüzlüğün dili. monograf, 41.
Dündar, H. (2004). Leylâ Erbil’in romanlarında cinsellik sorunsalı (Doctoral dissertation, Bilkent University).
Erkan, Y. (2016). Leylâ Erbil’in Kalan ve Tuhaf Bir Erkek romanlarında postmodernizmin yansımaları (Master’s thesis, Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
Gülteki̇n A , Güven Akın G . Leyla Erbil’in Tuhaf Bir Kadın ile Cuniçiro Tanizaki’nin Anahtar Adlı Eserlerindeki Kadın Kimliği Üzerine Psikanalitik Bir Bakış. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 2016; 17(2): 107-116.
Kandemir, G. (2013). Leylâ Erbil’in öykülerinde kadınlar ve çocuklar.
Sayğılı, S. H., & Yivli, O. (2017). Leyla Erbil’in Öykücülüğü (Master’s thesis, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi).
Şahin, E. (2013). Leyla Erbil: 82 yıllık yaşama sığdırılan yarım asırlık edebiyat aşkı.
İlk yorum yapan siz olun