Bilinen adıyla Teoman ya da Tuman, Hun İmparatorluğu’nun tarihî kaynaklarda adı geçen en eski kumandanıdır. Teoman isminin aslı Türkçede “on bin” anlamına gelen Tümen’dir. Çin kaynaklarında Tu’man şeklinde yazılan kelimenin Türkçedeki “tümen” sözcüğüne denk geldiği tarihî İdikut Sözlüğü’nde açıkça görülmektedir. Bununla birlikte “tümen” kelimesinin kökeni konusunda çeşitli tartışmalar vardır. Çünkü gerek Altay dillerinde gerekse İrani dillerde, bu kelimeye rastlanmaktadır. (Farsça: toman, tümen; Moğolca: tümen)
Teoman’ın kurduğu ordu, Göktürkler Dönemi‘nden itibaren Türk ordusu olarak adlandırılmaktadır.
Teoman’ın Hun tahtındaki hüküm dönemi MÖ 220-209 arasını kapsamaktadır.
Saltanatı MÖ 209’da oğlu Mete tarafından uğradığı bir suikast sonucunda bitmiş, yerine Mete tanhu sıfatıyla Hun tahtına geçmiştir. Mete’nin babasını infaz etmesi ve çevresindeki kişiler üzerinde baskın bir otorite kurmasının sebebi, Teoman’ın oğlu Mete’yi taht konusunda saf dışı bırakabilmek için Yüiçilere tutsak olarak vermesi ve Mete’nin ölümden kıl payı kurtulması gösterilmektedir.
Teoman’la ilgili bilgilerin tamamı eski Çin kaynaklarına dayanmaktadır.
Altı devletçiğin birleşmesiyle MÖ 221’de oluşan birleşik Çin’de Qin Hanedanlığı’nın saltanatı iyice kuvvetlenmiştir. İşte böyle bir durumda ülkenin kuzeyinde Hunlar güçlü bir topluluk olarak hem doğuya hem de batıya doğru genişlemeye başlamıştır. Çin kaynaklarında “Doğu Barbarları” olarak anılan Dun-hular (東胡) bu dönemde güçlü bir hâle gelmiş, Yüeçiler gelişerek Çinliler için bir tehdit hâlini almıştır. Bu durumda ilk Qin imparatoru olan Qin Shi Huang, yüz bin kişilik bir orduyu General Meng Tian önderliğinde Hunları ve bahsi geçen diğer halkları kuzeye sürmesi için görevlendirmiştir. Bu durumda, Qin güçlerine karşı koyamayacağını düşünen Teoman, kuzeye doğru çekilmiş ve on yıl boyunca burada kalmıştır. Meng Tian’ın ölümünden bir süre sonra, MÖ 210’da, Sarı Nehir yatağının güneyine doğru yeniden Hunlar tarafından akınlar düzenlenmeye başlamıştır. Teoman, başka bir eşinden olan oğlunu kendine vâris olarak bırakabilmek için önce oğlu Mete’yi Yüeçilere tutsak olarak göndermiş, sonra da Yüeçilerin üzerine bir yıldırım harekâtı ile yürümüştür. Mete ise öldürülmek üzereyken, Yüeçi ordugâhından çaldığı bir atla kaçarak Hun topraklarına dönmeyi başarmıştır.
Mete’nin cesaretinden etkilenen Teoman onu atlı bir birliğin başına geçirmiştir.
Mete’nin bu cesaretinden çok etkilenen Teoman, Mete’yi on bin kişilik bir atlı birliğinin başına kumandan olarak atamıştır. Bu yetkiyi alan Mete, kısa sürede devlet içerisindeki nüfuzunu artırmış, geliştirdiği hedef işaretleyici ıslıklı oklar sayesinde maiyetinde ölümcül ve sadık bir özel atış timi oluşturmuş ve MÖ 209’da babasını, küçük erkek kardeşini ve üvey annesini katlederek tahta geçmiştir. Tahta geçtikten sonra kendisinden emir almayı reddeden yüksek bürokratları da ölümle cezalandıran Mete, bu tarihten sonra Tengri Kut Tanyu unvanını kullanmaya başlamıştır. Mete, kurduğu yeni askerî bölük sistemiyle (onluk sistem) Hun topluluklarını birleştirerek “Hun İmparatorluğu”nun gerçek kurucusu olarak tanınmıştır.
Bir Han Hanedanlığı tarihi olan Han-Shu, Teoman’ın ölümünü şu şekilde anlatır:
Tanhu Teoman’ın Mete adında bir oğlu vardı. Mete aynı zamanda tahtın vârisiydi. Teoman, küçük oğlunun annesi olan genç bir hatuna sahipti. Teoman, Mete’nin yerine küçük oğlunu tahta vâris olarak bırakmayı istedi ve Mete’yi Yüeçilere tutsak olarak göndermeyi başardı. Mete bir tutsak hâline gelince, Teoman hızla Yüeçilere savaş açtı. Bunun üzerine Yüeçiler Mete’yi öldürmek istediyse de Mete onlardan iyi koşan bir at çaldı, at ile Yüeçi ordugâhından uzaklaştı ve evine geri döndü. Teoman bunu bir güç gösterisi olarak algıladı ve on bin süvariyi onun emirine verdi.
Mete ıslıklı oklar ve at üstünde atış yapma konularında uzmanlaştı. Maiyetindekilere verdiği en önemli emir “Islıklı okla vurularak işaretlenen herhangi bir nesneye karşı ok taarruzu yapmayan herkes idam edilecektir.” şeklindeydi. Ordusunun savaş kabiliyetini geliştirmek için oyun hayvanlarının kullanıldığı avlar tertip etti. Islıklı okun atıldığı yerlere atış yapmayan askerleri, hemen o noktada öldürttü. Sağ ve solundaki bazı kişiler atış yapmaya cesaret edemedi. Mete hemencecik orada onların boğazını kesti. Sonra biraz bekledi ve ıslıklı okla ateş edemeyen eşine doğru atış yaptı. Hâlâ sağında ve solunda atış yapmaya cesareti olmayanlar vardı, onları da öldürdü.
Bir müddet bekledi, ava çıktı. Islıklı ok başlarıyla babasının en iyi atlarını hedef aldı. Sağındaki ve solundakiler de hemen onun okunun gittiği yere atış yaptılar. Artık Mete, sağındaki ve solundaki adamlarının olası bir görev için hazır olduklarını biliyordu. Teoman’ın avını ve Teoman’ı takip etti. Islıklı okuyla Teoman’a nişan aldı. Sağındaki ve solundakiler de hep birden onun ıslıklı okunu takip ettiler, Teoman’a nişan aldılar. Böylece Teoman öldürüldü. Mete, hem üvey annesini hem de küçük erkek kardeşini ve hatta kendisine itaat etmeyen bazı önemli bürokratları öldürttü. Mete orada kendini tanhu ilan etti ve tahta çıktı.
KAYNAKLAR
- Grousset, Rene (1970). The Empire of the Steppes. Rutgers University Press. ss. 26–27. ISBN 0-8135-1304-9.
- Steingass (1892), s. 337.
- Doerfer (1963-1975), vol. II, ss. 983 ff., and Beckwith (2009), pp. 387–388, n. 10; p. 390, n. 17.
- Watson (1993), s. 133.
- Watson (1993), s. 134.
[…] Büyük Hun Devleti’nin MÖ 300’de kurulduğu düşünülmektedir. İlk Hun tanhusu Teoman olarak kayıtlara geçmiştir. Devlet en güçlü dönemini ise Mete yönetiminde yaşamıştır. […]
[…] bir imparatorluktur. Yani Hun nüfusunun büyük çoğunluğu Türklerden oluşmaktadır. Bunu Teoman yani Tuman ve Batur yani Mete gibi devlet yöneticilerinin adlarından anlamak mümkündür. Ancak […]