İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu karakterleri ve özeti

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa’nın kendi gençlik yıllarını konu aldığı en bilinen eseridir. Bu otobiyografik roman, konusu bağlamında ruhun yalnızlığı karşısında hayata tutunmaya çalışan bir gencin Nüzhet‘e olan aşkını ve yaşadığı hayal kırıklıklarını yansıtır. Eserin teması “İmkânsız hayaller eninde sonunda büyük hayal kırıklıkları doğurur.” mesajını içerir. Türk edebiyatındaki en başarılı psikolojik romanlardan olan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu karakterleri bakımından da özgün bir eserdir.

Aşağıda kitabın önemli karakterlerini detaylı şekilde bulabilirsiniz.

https://youtu.be/HgKbRmhYArs
Video: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu hakkında yorum.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanının başkarakterleri

Genç (isimsiz): Roman derin bir iç bunalımı yaşayan ve hastalıkla pençeleşen bir genci konu alır. Bu sebeple yazar, romana daha da derinlik katmak için başkahramanın ismini asla zikretmez. Yani bu romanın başkahramanının adı yoktur.

Romanın başkahramanı 15 yaşlarındadır ve kemik vereminden mustariptir. İnce ruhlu bir insandır. İnsanların ne dediğine çok değer verir. Bu sebeple de sürekli üzülür. En kötü özelliği ise imkânsız hayallere kapılmasıdır. Bu onun büyük hayal kırıklıkları yaşamasına neden olur.

Ensar Yılmaz, “Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nda Hasta-Hastane-Hekim İlişkisi” adlı makalesinde romanın başkahramanıyla sanatçı arasındaki ilişkiyi şu şekilde ifade etmektedir.

Peyami Safa hayatının çoğu dönemini hastalıklarla geçirdiği için eserlerinde hastalara, hastanelere, hastahekim ilişkilerine ve tedavi yöntemlerine sıkça yer verir. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu da bu özellikleri taşıyan eserlerinden biridir

Ensar Yılmaz

Nüzhet: Gencin sevdiği kızdır. Başta ona ilgi duyar ama bu şefkatle sevgi arasında bir yerdedir. Yani Nüzhet hiçbir zaman gerçek anlamda bir aşk duyumsamaz. Genç, çaresizce Nüzhet’e ulaşmak istese de bu nafiledir. Çünkü ailesinin de dolduruşuna gelen kız, zamanla gençle tüm bağlantısını koparır.

Paşa: Nüzhet’in babasıdır. Alafranga gibi görünmeyi sever. Fransızcadan özellikle hoşlanır. Gence karşı aslında merhamet ve sevgi duysa da kızını ona layık görmez.

Dr. Ragıp: Batılı yaşam tarzına tutkun bir doktordur. Nüzhet ile evlenmek istemektedir.

Dr. Mithat: Gencin iyileşmesini sağlayan doktordur.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanının özeti

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu karakterleri ve konusu itibarıyla psikolojik bir romandır. Romanda anlatılan gencin, tüm tıbbi uygulamalara rağmen kemik veremi rahatsızlığı bir türlü geçmez. İyileşmek için bir ameliyat daha olması gerekmektedir. Ancak bu ameliyat, onun tamamen ayaklarını kaybetmesine neden olma riskine sahiptir.

Genç artık ameliyat olmaktan vazgeçer. Başka bir doktorun tavsiyesi ile temiz hava alabilmek için Erenköy’deki bir akrabasının yanına gider.

Burada daha önce de tanıdığı Nüzhet ile duygusal bir ilişki yaşar. Nüzhet’in babası, bu durumdan rahatsız olur. Nüzhet’e genç hakkında olumsuz sözler sarf eder. Bu arada Nüzhet’e bir talip de çıkmıştır. Bu kişi doktor Ragıp Bey’dir.

Genç, Nüzhet’in bir paşa olan babası ve Dr. Ragıp’ı içten içe Batı özentisi olmakla eleştirmektedir. Bir gün yemekte, onları Fransızca hayranlığı ile suçlar. Böylelikle artık konakta onunla arası iyi olan kimse kalmaz. Kısacası artık konaktan ayrılma vakti gelmiştir.

Genç, konaktan ayrıldıktan sonra ağrıları daha da artar. Artık ameliyat olmaktan başka bir seçeneği yoktur. Dr. Mithat’ın yönlendirmesiyle 9. Hariciye Koğuşu’nda tedavi altına alınır. Tedaviye olumlu cevap veren genç hızla iyileşir.

Hastaneden çıktığında Nüzhet ve Ragıp’ın evleneceğini, paşanın ise felç geçirdiğini öğrenir.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir