İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yuğ Töreni Nedir? — Yuğ törenlerinde söylenen şiirler ve sagu

Eski Türklerde ve Moğollarda bir kişinin ölümü üzerine şaman eşliğinde düzenlenen törenlere yuğ töreni adı verilmektedir. Yuğ törenlerinde söylenen şiirler ise sagu olarak adlandırılmıştır. Sagular İslamiyet’ten sonra halk edebiyatında ağıt, divan edebiyatında ise mersiye adını almıştır. Eski Türklerde yuğ törenlerinin dışında şölen ve sığır töreni adıyla bilinen iki merasim daha vardır.

Yuğ törenlerinde söylenen şiirlere ne denir?

Yuğ törenlerinde söylenen şiirlerine sagu denir. Sagular şamanlar tarafından söylenen yas dolu şiirler olup bu şiirlerde genellikle koşuk nazım şekli tercih edilir.

Aşağıdaki Eski Türklere ait yuğ törenini anlatan videoyu izlemenizi tavsiye ederiz.

https://youtu.be/qp3yK_h1qI4
Video: Yuğ töreni ve şaman ayini.
Sagu ve yuğ hangi döneme aittir?

Yuğ törenleri İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Dönemi içerisinde ölen kişinin ardından düzenlenen yas törenleridir.

Yuğ hangi devlete ya da uygarlığa aittir?

Yas merasimleri olan yuğ törenleri Eski Türk devletlerinin tamamında düzenlenen törenlerdir. Ayrıca Türkler gibi Göktanrı inancına sahip olan Moğollarda da bu gelenek vardır. Bazı değişikliklerle bu gelenek Altay ve Yakut Türkleri gibi Sibirya Türk topluluklarında devam etmektedir.

Törenlerin zamanları: Bu törenler yılın sadece bazı dönemlerinde gerçekleştirilmiştir. Ölen kişi birtakım tekniklerle sarılarak ağaç gövdelerine bağlanmış ve yılın belli mevsimlerindeki tören zamanlarında defnedilmiştir. Bunun sebebi Türklerin göçebe hayat tarzıdır. Çünkü eski Türklerin yaşam tarzları gereği her an her yerde bir araya gelme şansları yoktur.

Yuğ Töreni Ritüelleri

Eski Türklerde yuğ törenleri, şaman tarafından bazı ritüellerin gerçekleştirilmesi suretiyle icra edilmiştir. Bunlardan en bilinenleri şunlardır.

Kanlı yaş ritüeli: Türkçede deyimlere konu olan “kanlı yaş” metaforu eski Türklerden gelmektedir. Eski Türklerde şamanlar yuğ törenlerinde gözlerinin altını keserek gözyaşı ve kanlarını birbirine karıştırırlardı.

Balbal dikme geleneği: Bu ritüel ölen kişinin hayattayken öldürdüğü kişilerin heykelciklerinin mezar başına dikilmesi şeklindedir. Nitekim Orta Asya’daki kazılarda çok sayıda balbal kalıntısı tespit edilmiştir.

Kurgan geleneği: Eski Türk inancında ölümden sonra da hayat olduğuna inanılmıştır. Bu sebeple ölen kişinin kıyafetleri, atı ve önemli eşyaları da onunla birlikte kurganlara gömülmüştür.

Sagu söyleme geleneği: Eski Türklerde ölünün arkasından yakınları ve şaman, ağıtlar söylerdi. İşte söylenen bu ağıtlara Eski Türkçede sagu denir. Nitekim sagu söyleyen şamana ise sığıtçı (ağlamacı) adı verilir. Türk edebiyatında bu türün en önemli örneği Alper Tunga sagusudur. Bu sagu Divanu Lügati’t-Türk vasıtasıyla günümüze ulaşmıştır.

Ek olarak Alper Tunga sagusu aşağıda verilmiştir:

Alp Er Tunga öldi mü? 
Issız ajun kaldı mu? 
Ödlek öçin aldı mu? 
Emdi yürek yırtılur. 

Ödlek küni tavratur 
Yalnguk küçin kevretür 
Erdin ajun sevretür 
Kaçsa tagı ertilür 

Begler atın urgurup 
Kadgu anı torgurup 
Mengzi yüzi sargarup. 
Korkum angar türtülür

İlk yorum yapan siz olun

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir