C ile başlayan Türkçe isimler
A’dan C’ye kadar Türkçe isimler ve açıklamalarının yer aldığı sözlüğümüzün 1. sayfasına dönmek için mavi bağlantıya tıklayınız.
Canıskan (E): Tek başına yaşamayı bilen, bireysel. Altay Türkçesinde caŋıskan olarak rastlanan kelimedir. Türkiye Türkçesindeki “yalnız” kelimesiyle ilişkilidir.
Celdem (K): “İtibarım.” anlamına gelen bir isim. Bu isim Eski Türkçedeki çilteg “itibar” kelimesinin ses evrimine uğratılması ve kelimeye iyelik eki eklenmesi suretiyle türetilmiş bir isimdir.
Celen (K): Canlı, becerikli, eli çabuk. Türkiye Türkçesi ağızlarından derlenmiş bir isimdir.
Cengiz (E): “Deniz” kelimesinin Moğolca ve bazı Türk lehçelerindeki eşdeğeridir. Anlamı “deniz”dir. İsmin tüm dünyada duyulup yayılmasını sağlayan kişi büyük Moğol hükümdarı Cengiz Han’dır.
Ceren (K): Ceylan. Türk mitolojisindeki efsanevi at. Türk mitolojisinde Ciren veya Ceyren de denir. Konuşabilen, sıra dışı bir varlıktır.
Ceyla (K): Sevimli, uzun boylu, güzel yüzlü insan. Halk ağzından derlenmiş bir kelimedir.
Ceylan (K): İnce bacaklı zarif bir hayvan. Kelime *degeren kelimesinden gelişmiş, Eski Türkçe metinlerde yegren Moğolcada ise cegeren olarak kullanılmıştır. Yani kelime Türkçe ve Moğolcaya bu iki dilin ortak döneminden miras kalmış gibi görülmektedir. Bu durum Ana Altaycadan sonra ilk seste *d sesinin yarılmasıyla alakalıdır. Nitekim kelime Farsça ceyrān sözünden ödünçleme değildir, olsa olsa bunun tam tersi geçerli olmalıdır.
Coşkun (E): Heyecanlı kimse. “Coşmak” fiilinden türetilmiştir.
Çağaşan (E): Çağının ilerisinde öngörüsü yüksek olan. “Çağ” ve “aşan” kelimelerinden oluşan birleşik bir isimdir.
Çağatay (E): Yavru at. Kelime çağa “çocuk” ve tay kelimelerinden türemiştir. Cengiz Han’ın bir oğlunun ismidir. Ayrıca Çağatay’ın yönettiği devletin ve burada konuşulan Çağatay Türkçesinin adıdır.
Çağdaş (E): Uygar, çağın gereksinimleri ile uyuşan. “Çağ” kelimesinden türemiştir.
Çağla (K): “Coş, harekete geç!” biçimindeki emir sözü. “Çağ” yansıma isim kökünden türetilmiştir. Kelimenin sesteşi olan ve ham kuru yemiş anlamında kullanılan türevinin ise Farsça olduğu iddia edilmiştir.
Çağlam (E/K): Çağlayan, şelale. Anadolu ağızları kaynaklı bir isimdir. Kelime birçok yörede çağlayan anlamında kullanılmaktadır.
Çağlar (E/K): Coşkulu kimse. “çağla-“ fiil kökünden türetilmiş bir isimdir.
Çağlayan (E/K): Şelale, çağlam. “Çağlamak“ fiil kökünden türetilmiş bir isimdir.
Çağrı (E/K): Bozdoğan. Davet, kutsal davet. “Çağırmak” fiil kökünden türemiş çok eski bir isimdir. Selçuk Bey’in torunu olan ve Anadolu’ya ilk kez sefer düzenleyen kişilerden olan Çağrı Bey, bu isimle bilinmektedir.
Çağrışım (E/K): Bilince yepyeni düşünceler getiren, farklı dünyaları ve düşünceleri hatırlatan. “Çağırmak” kökünden türeyen ve son dönemlerde kullanılmaya başlanan yeni isimlerdendir.
Çekim (K): Cazibe. “Çekmek“ fiil kökünden türetilmiş bir isimdir.
Çekşim (K): “İnsanlar üzerinde bıraktığım etki” anlamında bir kelime. “Çekişmek” fiilinin önüne sırasıyla mastar ve iyelik eklerinin getirilmesiyle kullanılan bir isimdir: çek-iş-im > çekşim.
Çelik (E): Su ile sertleştirilen demir. Çelmek “dövmek” fiilinden türetilen bir isimdir.
Çetin (E): Zorlu. Ökse otu. Çetmek ~ çatmak “vurmak, çatmak” fiilinden türetildiği düşünülmektedir.
Çınla (K): Ses getiren, yankılı. Çın yansıma kökünden türemiştir. Kelime Anadolu ağızlarında çınlak olarak yaşamaktadır.
Çiçek (K): Bitkinin açılarak renkli görüntüler oluşturan kısmı. Eski Türkçeden beri kadın ismi olarak kullanılmaktadır.
Çiğde (K): Hünnap ve hünnap rengi. Hünnabın vücuttaki kirleri temizlediğine dair halk inancı sebebiyle olsa gerek insan ismi olarak kullanılmaktadır.
Çiğdem (K): Türlü renklerde açan bir kır bitkisi. “Çiğdem” ilkbaharın gelişini müjdeleyen çiçeklerden olması nedeniyle yenilenme çağrışımı yüksek bir isimdir.
Çiğnem (K): Mutlulukla harcanan bir nefeslik an. Lokma. Özellikle Güney Marmara ile Ege ağızlarında rastlanan bir kelimedir.
Çisem (K): “Hafif yağmurum.” anlamında bir isim. Çise “hafif yağmur” kelimesine +m iyelik ekinin getirilmesiyle oluşturulan bir isimdir.
Çöge (K): Ihlamur. Şor Türkçesinde “ıhlamur” anlamında kullanılan bir kelimedir.
D ile başlayan isimler
Dalga (E): Denizdeki kıyıya doğru ilerleyen su hareketi; şiddetli tipi. Eski Anadolu Türkçesinde “talka”olarak da görülen kelimedir. Muhtemelen farklı bir morfem olmakla birlikte Orta Türkçede talgag “şiddetli tipi” biçiminde rastlanan başka bir kelime daha vardır.
Damla (K): Sıvıların yuvar hâlindeki durumu, katre. Eski Türkçedeki tamıglag “damla” sözünün Türkiye Türkçesindeki karşılığıdır. Tarihi lehçelerde “tamlam” şekli de vardır.
Damlam (K): Damla. Eski Anadolu Türkçesinde “damla” manasında kullanılan “tamlam” kelimesinin Anadolu ağızlarındaki türevlerindendir.
Dayanç (E): Dayanma gücü, 2. Sır. Eski Türkçedeki tayanç “sır” kelimesinden gelişen çok eski bir isimdir. Eski Uygurlar da bu kelimeyi insan ismi olarak kullanmıştır.
Değer (E/K): Yüksek nitelik, kıymet. “Değmek” fiilinden türetilmiş bir isimdir.
Değinç (E/K): Ulaşma, erişme, vasıl olma. Eski Türkçedeki teginç “erişme” kelimesinin Türkiye Türkçesine uydurulmuş söyleniş biçimidir.
Değişim (E/K): Farklılaşma, bir durum veya olgunun gelişim göstermesi. “Değişmek” fiil gövdesinden türetilmiştir.
Delişmen (E/K): Hareketli, cesaretli, çılgın, hercai, aşkı arzulayan. Lehçe-i Osmani’ye göre “deli gibi” anlamına gelen kelime, günümüzde “çılgın, hercai” gibi anlamlar ihtiva etmektedir.
Demir (E): Demir, sağlamlığıyla bilinen bir maden. Aynı zamanda Türk mitolojisinde demire hükmeden kutsal varlığın adıdır. Çok eski bir Türk ismi olup tarih boyunca farklı söyleyişlerle kullanılmıştır. Nitekim büyük Türk hükümdarı Timur ve Osmanlı beylerinden Timurtaş Paşa’nın ismi de bu kelimenin eskicil söyleyişine sahiptir.
Demirhan (E): Türk mitolojisinde demire hükmeden figür. Mitolojik bir isimdir.
Demirkan (E): Türk mitolojisinde demire hükmeden figür. Mitolojik bir isimdir.
Denge (K): Duygusal ve fiziksel uyum. Eski Türkçedeki teng “denk, ölçülü” kelimesinden türeyen bir isimdir.
Denil (K): Kendinden söz ettiren. “Denmek” fiiline –il fiilden isim yapma eki getirilerek türetilmiştir.
Deniz (E/K): Okyanuslara bağlanan büyük su birikintisi. Eski Türkçeden beri kullanılan çok eski bir isimdir. Eski Türkçede “Tengiz” biçiminde kullanılmıştır. Büyük Moğol imparatoru Cengiz’in ismi de bu anlama gelmektedir.
Denizalp (E): Deniz gibi hırçın ve güçlü. “Deniz” ve “Alp” kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.
Deren (K): Derleyen, düzenleyip işleri yoluna koyan. “Dermek” fiilinden türetilmiştir.
Derin (K): İçten gelen, yoğun; ileri mertebede olan. Çok eski bir kelime olup Eski Türkçede bu kelimeye teriŋ biçiminde rastlanmaktadır.
Derli (K): Düzenli.
Devrim (E/K): Mevcut düzeni değiştirmek. Eski Türkçedeki tevirmek “devirmek” kökünden türemiştir.
Dilek (K): İçten gelen istek. Eski Türkçedeki tilek ~ tilik kelimelerinin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
Dilge (K): Sözün ötesinde, anlatılması imkânsız. Kelime “dil” sözüne +ge ekinin getirilmesiyle türetilmiştir. Bu ek eklendiği kelimelere “-ın dışında” anlamı katar: başka, özge vb.
Dinç (E): Zinde. Eski Türkçedeki tünç “dinç” kelimesinin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
Dinçhan (E): Güçlü hükümdar. Eski Türkçedeki tünç “dinç” kelimesine “han” kelimesi eklenerek yapılmış bir isimdir.
Direm (K): Yaşama gücü, yaşam. Eski Türkçedeki tiremek “diremek” fiilinden -m ekiyle türetilen bir isimdir.
Diren (E/K): “Karşı koy!” anlamında bir isim. Emir tabanlı son dönemde kullanılan bir isimdir.
Direnç (E): Zorluklara karşı gösterilen çaba, dayanma gücü. “Diremek” fiilinden türetilmiş bir isimdir.
Direniş (E/K): Bir düşünce ya da durumu vazgeçmeden savunma. “Diremek” fiilinden türetilmiş bir isimdir.
Diriliş (E): Yeniden üstün hâle gelme; İslam’da ölümden sonra yeniden canlanma. “Dirilmek” fiilinden türetilmiş bir isimdir.
Dizem (K): Ritim. “Dizmek” fiilinden türeyen bu isim, yeni türetilen kişi adlarındandır.
Doğa (E/K): Yaşamın var olduğu alan, tabiat. “Doğmak” fiilinden türetilmiş bir isimdir. Bu isim farklı bir anlam ifade etmekle birlikte Eski Türkçede “Toga” biçiminde kullanılmıştır.
Doğan (E): Bir kuş türü. “Doğmak” fiilinden türetilmiş, eski biçimi “Togan” olan eski bir isimdir. Tarihte Dilmaçların önemli beylerinden Togan Arslan ve 12. yüzyılın ortalarına kadar Nişabur’u yöneten Türk emiri Toganşah’ın adıdır.
Doğanay (E/K): Ayın ilk ve parlak hâli. “Doğmak” fiiline sıfat-fiil eki getirilmesi ve bu yapının “ay” ismiyle birliştirilmesi suretiyle türetilen birleşik bir isimdir.
Doğru (E): Akla uygun, yanlışsız. Kelime Kaşgarlı’da “toġuru/toġrı” biçiminde geçmektedir.
Doğu (E): Örf, adet, gelenek, nizam. Güneşin doğduğu yön. Kelime her ne kadar yön ismi olarak bilinse de Eski Türkçede togu “doğu” biçiminde bulunup “örf, gelenek” anlamına gelmektedir.
Doğulay (E): Türk mitolojisinde zenginliği ve aşırı tutumluluğu ile bilinen kutsal varlık. Mitolojik bir isimdir.
Doğuş (E): Gök cisimlerinin semada görülmeye başlaması; ana karnından çıkış. “Doğmak” fiilinden mastar ekiyle türetilmiş eski bir isimdir.
Dolpay (E): Dolunay. Eski Uygur Türkçesindeki tolp “dolu” ve ay “ay” kelimelerinden türemiştir.
Dolunay (E): Yeni ay. “Yeni ay” anlamına gelen “tolunay” sözünün Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
Doruk (E/K): En üst nokta; berrak, duru, ışık. Kelime Eski Anadolu Türkçesinde toruk biçimindedir. Kodeks Kumanikus’ta ise “kule” anlamında kullanılmıştır.
Duralp (E): “Her zaman yiğit ol!” anlamında bir isim. Emir tabanlı birleşik bir isimdir.
Durmuş (E): Uzun ömürlü. Eski Türkçeden beri kullanılan bir isimdir. Eski Türkçede “Turmış” biçimindedir.
Dursun (E): “Uzun ömürlü olsun!” anlamında bir isim. Kelime “durmak” fiilinden türemiştir.
Duru (K): Berrak; aydınlık, ışık. Eski Türkçeden beri insan ismi olarak kullanılmaktadır. Eski Türkçede “Turuk, Toruk” biçiminde rastlanan kelimenin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
Durualp (E): İyi kalpli yiğit. “Duru” ve “alp” kelimelerinden oluşan birleşik bir isimdir.
Duruş (E/K): İlke, bir duruma karşı ilkeli bir şekilde tavır alma; savaş, mücadele. Kelimenin ikinci anlamını ihtiva eden yapı Eski Türkçede toruş ~ turuş “savaş” biçiminde kullanılmıştır.
Duşay (K): Dostça davranan. Eski Türkçedeki tuş “dost, arkadaş” kelimesinden +ay benzerlik anlamı katan antroponim ekiyle türetilmiştir.
Duygu (K): His. Eski Türkçede “hissetmek” anlamı da olan “duymak” fiilinden türetilmiştir.
Duygun (E/K): Duygulu, hassas. Eski Türkçede “hissetmek” anlamı da olan “duymak” fiilinden türetilmiştir.
Duyunç (K): Türk mitolojisinde insana iyilikleri fısıldayan ve vicdanlı olmasını emreden kutsal duygu. Mitolojik bir isimdir.
Düşle (E/K): “Hayal et!” anlamında bir isim. Düş “hayal” isminden türemiştir.
Düşlem (K): Hayalleri süsleyen, hayal edilen; imaj. Düş “hayal” isminden türeyen “düşlemek”” fiiline –m ekinin getirilmesiyle oluşturulmuştur.
Düşsel (K): Hayal içinde. Düş kelimesine +sel eki getirilerek türetilmiştir.
Düşseli (K): Hayal gibi güzel, hayal güzeli. Düş “hayal” kelimesine Eski Türkçedeki silig “güzel” kelimesinden gelen “seli” kelimenin eklenmesiyle oluşturulmuş birleşik bir isimdir.
E ile başlayan isimler
Ece (K): Kraliçe, güzel kadın. Eski Türkçe, Eski Anadolu Türkçesi ve Anadolu ağızlarında “ulu, baba, büyük, amca” gibi birçok anlam barındıran yaygın bir isimdir.
Ecem (K): “Kraliçem” anlamında bir isim. bk. Ece
Ediz (E): Değerli, yüksek kimse. Çok eski bir kelime olup Uygur hanedan soylarından birinin adıdır.
Efil (K): Körpe bitki yaprağı. Orta Türkçede ve Anadolu ağızlarında “körpe bitki yaprağı” anlamında kullanılmaktadır. Eski Türkçedeki ebin “tohum” kelimesiyle ilişkili olması muhtemeldir.
Ege (E): Sahip, bey; peri. Kelimeye Eski Türkçede ige “sahip, bey; peri” anlamında rastlanmaktadır.
Egemen (E/K): Bağımlı olmayan. Dil devrimi esnasında “hegemon, hegemonya” gibi kelimelerin benzeşme etkisi ile muhtemelen Kıpçak grubundan alıntılanan bir kelimedir. Kelime Türkçe içerisinde ege ~ iye “sahip; veli” köküyle açıklanabilir ve Kazakçada da kullanılmaktadır. Ancak türetilmesi esnasında benzer anlamı taşıyan Batılı kelimeden etkilendiği intibası uyanmaktadır.
Egiz (E): Yüce. Kırgız Türkçesinde kullanılan bir kelimedir.
Eğdeçin (K): Baştan çıkartan, işveli. Eski Uygurlarda kullanılan bir isimdir. égdemek “baştan çıkartmak, hile yapmak” fiiline insan ismi yapan +çin eki getirilerek yapılmıştır.
Ekin (E): Olgunlaşmış tahıl. Eski Türkçeden beri kullanılan bir kelimedir.
Ekinç (E/K): Kültür. “Ekmek” fiilinden -(i)nç ekiyle türetilmiş bir isimdir.
Elâ (K): Kestane rengi. Kelime Eski Türkçedeki ala “ala, alaca; ela, kestane rengi” kelimesinden gelmekte olup Eski Anadolu Türkçesinde “ala göz” biçiminde genellikle “mavimsi” gözleri ifade etmek için kullanılmıştır. Kelime Farsça değildir.
Elay (K): Ülkenin en güzel kızı.
Elçi (E): Temsilci, sefir. Eski Türkçeden beri kullanılan bir isimdir.
Elçim (K): Demet, tutam, elçin. Anadolu ağızlarında “tutam” anlamında kullanılan bir kelimedir.
Elçin (E/K): Demet, tutam. Anadolu ağızlarında “tutam” anlamında kullanılan bir kelimedir.
Eldem (E/K): Cana yakın. Anadolu ağızlarında kullanılan bir kelimedir.
Elgin (E/K): Gurbetçi, gurbette yaşayan. Eskimiş bir isim olmakla birlikte hâlâ ölçünlü dildeki varlığını devam ettirmektedir.
Elvim (K): “Hayatımı inanılmaz değiştiren, benim büyüm” anlamında bir isim. Orta Türkçedeki yelwü “büyü” kelimesinin Türkiye Türkçesine uyarlanmasıyla türetilmiştir.
Emek (E/K): Harcanan çaba. Kelime Eski Türkçede emgek “çaba, eziyet, zorluk” biçimindedir.
Emrah (E): Sevgili, aziz. Bu isim Eski Türkçedeki amrak ~ emrak “sevgili” kelimesinden gelmektedir. Kelime amramak “sevmek” fiiline dayanmaktadır. Göktürklerde Amrak adında bir kağan da vardır. Anlamı sevimli, sevgilidir.
Emre (E): Âşık, tutkun. Bu isim Eski Türkçedeki amrak ~ emrak “sevgili” kelimesinden gelmektedir. Çok eski bir kelime olup Yunus Emre’nin manevi kişiliğinin de etkisiyle “Yunus Emre” biçiminde takım olarak da kullanılmaktadır.
Engimay (K): Herkesten başka. Eski Türkçedeki engim “ayrım” kelimesinden kalıplaşmış antroponim eki +ay ile türetilmiştir.
Engin (E/K): Açık deniz. Omuz. Bugünkü Türkiye Türkçesinde “inmek” biçiminde söylenen fiilden türemiştir. Yine Eski Türkçede “omuz” anlamına gelen bir “engin” kelimesi vardır.
Eralp (E): Yiğit. “Er” ve “alp” isimlerinden oluşan birleşik bir isimdir.
Eray (E): Yiğitçe davranan. Eski Türkçedeki er “erkek, bey” kelimesine +ay antroponim eki getirilerek türetilen bir isimdir.
Erbatur (E): Yiğit. “Er” ve batur “bahadır, yiğit” isimlerinden oluşan birleşik bir addır.
Erce (E): Yiğitçe savaşan asker. “Er” kelimesine eşitlik hâli eki getirilmesiyle türetilen bir isimdir.
Erdal (E): Genç. Türkiye Türkçesinde “erken” anlamına gelen “er” ile mecazi olarak “çocuk, türeyen” anlamlarına gelen “dal” kelimesinden oluşan yaygın bir isimdir.
Erdem (E): Ahlak, ilkeli ve vicdanlı davranma, mertlik. Bazı araştırmacılar tarafından yabancı kökenli olarak kabul edilse de anlamsal açıdan er “erkek, bey” ve Türkçede benzerlik anlamı katan +dem ekiyle yapılmış olması mantıklıdır. Bu durumda “er gibi, mertçe” anlamına gelir ki bu mana bugün kullanıldığı anlamla da uyumludur.
Erden (E/K): El değmemiş, bakir, bakire. Codex Cumanicus’ta kelimeye bu anlamıyla rastlanmaktadır.
Erden (E): Erkenden, masal. Kelime Anadolu ağızlarında “erkenden” veya “masal” (İzmir Torbalı ağzı) anlamında kullanılmaktadır.
Erdenay (E): Türk mitolojisinde Göktanrı ile insanlar arasındaki iletişimi sağlayan kutsal varlık. Mitolojik bir isimdir.
Erdey (E): Erkekçe, erkek gibi, mertçe. Bugünkü birçok Türk lehçesinde yaygın olarak kullanılan ve kelimelere gibi anlamı katan +dey ekiyle türetilmiştir.
Erdi (E/K): Amacına ulaşan. “Ermek” fiilinden türeyen bir isimdir.
Erdil (E): Vakarlı, düzgün konuşan. Er “işini iyi bilen” ve dil “lisan, anlatım aracı” kelimelerinden türemiştir.
Erdinç (E): Güçlü. Er “erkek, bey” ve dinç “zinde” kelimelerinden türemiştir.
Erdoğan (E): Doğuştan yiğit olan kişi. Doğuştan yiğit olan anlamında sıfat fiil grubuyla oluşturulmuş bir isimdir.
Erel (E): Güvenilir. Yakut Türkçesinde “güvenilir” anlamına gelen bir isimdir.
Erem (E): Kavuşulan. Eski Uygur Türkleri tarafından da kullanılan kadim bir isimdir.
Eren (E/K): Sezgisi yüksek ve yiğit kişi. Kelime Eski Türkçede “erler” anlamına gelmektedir. Nitekim “er” kelimesine getirilen +en eskicil çokluk ekiyle türetilmiştir. Bununla birlikte daha eski Türkçede “yiğit” anlamında insan ismi olarak kullanılmıştır. Zamanla kelime “evliya” anlamını da karşılayarak, dinî bir anlam evreni de inşa etmiştir.
Erenalp (E): Sezgisi yüksek ve yiğit kişi. Eren “erler; yiğit” ve alp “yiğit” kelimelerinden türemiştir.
Erenay (E/K): Ayın son dördün evresi. İsim “ermek” fiiliyle ilintili düşünülerek eren “tamamlanan” ay manasında telakki edilebilir. Yine eren “erler; yiğit” ve ay “ay” kelimelerinin birleşimiyle yapılmış bir isim olarak da görülebilir.
Ergi (E): Çok kuvvetli. Eski Türkçedeki ergü “çok kuvvetli” kelimesinden gelmektedir.
Ergin (E): Yetişkin, olgun. İsim “ermek” fiilinden türetilmiştir.
Ergül (E/K): Türk mitolojisinde iyi dilekler için kullanılan bir söz. Mitolojik bir isimdir.
Ergün (E/K): İyi huylu. Sulu kar. Anadolu ağızlarında kullanılan bir kelimedir.
Erhan (E): Yiğit hükümdar. Eski Türkçedeki er “er, yiğit” ve han “hükümdar” kelimelerinden türemiştir.
Erim (E): Ufuk Ermek “ulaşmak” fiilinden türeyen bir isimdir.
Erin (E/K): Olgunlaşmış. İsim “ermek” fiilinden türemiştir.
Erinç (E): Ulaşılan dilek. Kelime Eski Türkçede “şüphesiz” demektir.
Eriş (E/K): Meşgale. Eski Türkçedeki eriş ~ evriş “meşgale” kelimesinin Türkiye Türkçesindeki biçimidir.
Eriz (E): Cesur. Kelime Eski Türkçede İriz “cesur” biçiminde insan ismi olarak kullanılmıştır.
Erk (E): Güç. Eski Türkçedeki erk “güç” kelimesi Erk Arslan biçiminde insan ismi olarak kullanılmıştır.
Erkan (E): Yiğit. Kelime Arapça kökenli erkân “topluluğun ileri gelenleri” kelimesiyle karışmıştır. Bununla birlikte Eski Türkçedeki er “er, yiğit” ve kan “kan” kelimelerinden türediği düşünülebilir.
Erkay (E): Güçlü. Eski Türkçedeki erk “güç” kelimesinden türetilmiştir.
Erke (E/K): Nazlı. Şirin, sevimli, cana yakın. Bugün bazı Kıpçak lehçelerinde “nazlı” anlamına gelen bu kelimenin mitolojik yönü de vardır. Türk mitolojisinde güzelliği ve nazıyla insanları baştan çıkaran figürdür. Ayrıca kelime Şor Türkçesinde “cana yakın” anlamına gelmektedir.
Erki (E): Türk mitolojisinde zenginliği ile ünlü bir bey. Mitolojik bir isimdir.
Erkin (E/K): Özgür. Uygurların erken dönemlerinde kullanılan bir bey unvanıdır.
Erkli (E): Güçlü. Eski Türkçede “Erklig” biçiminde kullanılan bir insan ismidir.
Erkli (E): Güçlü. Erk “güç” kelimesine +li eki getirilerek türetilen bir isimdir.
Erksin (E): “Güçlüsün!” anlamında bir isim. Erk “güç” kelimesiyle oluşturulan bir isimdir.
Erkut (E): Kut sahibi erkek. Eski Türkçedeki er “er, yiğit” ve kut “ülkeyi yönetme yetkisi” kelimelerinden türemiştir.
Erlinay (E/K): Yiğitçe davranan. Özensiz fonetik uyumlulaştırmayla oluşan ve büyük ünlü uyumuna uymayan +lin antroponim eki ile türetilmiştir.
Erman (E): Yiğit. “Er” kelimesine genellikle insan topluluğu ismi yapan +man ekinin getirilmesiyle türetilmiştir.
Erol (E): “Yiğit ol!” anlamında bir kelime. Emir tabanlı bir isimdir.
Ersen (E): “Sen yiğitsin” anlamında bir isim. “Er” ve “sen” zamirinin birleşimiyle oluşturulmuştur.
Ersin (E): “Yiğitsin” anlamında bir isim. “Er” kelimesine +sin eki getirilerek yapılan bir isimdir.
Ersun (E): Yiğitliğini gösteren (mecazi). Kelime Anadolu ağızlarında “ateş küreği” anlamına gelmektedir.
Ertan (E): Sabahın ilk saatleri. Eski Türkçedeki er “erken” ve tang “sabah vakti” kelimelerinden türemiştir.
Ertin (E): Ruhunda kahramanlık olan. Eski Türkçedeki er “er, yiğit”, tin “ruh” kelimelerinin birleşmesiyle türemiştir.
Ertinay (E): Ruhunda kahramanlık olan. Eski Türkçedeki er “er, yiğit”, tin “ruh” ve ay “ay” kelimelerinden türemiştir.
Ertuğ (E): Sancaktar. Eski Türkçedeki er “er, yiğit”, tuğ “sancak” kelimelerinin birleşmesiyle türemiştir.
Ertuğrul (E): Türk mitolojisindeki efsanevi kuştur. Kızıl bir renge sahip olup yeniden dirilişi temsil eder. Tuğrul kuşu Oğuz Türklerinin sembollerinden olup birçok Oğuz boyu ve Avrupa Hun beyliklerinin bayraklarında sıkça kullanılmıştır. Ayrıca bu kuş Oğuz Kağan Destanı’nda önemli bir motiftir.
Ertunç (E): Tunç gibi sağlam yiğit. Er “er, yiğit”, tunç “tunç” kelimelerinin birleşmesiyle türemiştir.
Esem (K): Güzelliği ile hayran bırakan. Kıpçak grubu lehçelerde kullanılan bir kelimedir.
Esen (K): Rüzgâr; sağlıklı, huzurlu. Anadolu ağızlarında “rüzgar” anlamında kullanılan “esen” Türkçe kökenlidir. Bununla birlikte “sağlıklı, huzurlu” manasına gelen kelimenin kökeni tartışmalıdır.
Esin (E/K): İlham. Kelimenin Eski Türkçe ve Anadolu ağızlarında “rüzgâr, sabah rüzgârı” anlamı da vardır.
Esinti (E/K): Hafif rüzgâr. Kelime “esmek” fiilinden türetilmiştir.
Esli (E/K): Karakter ve akıl sahibi. Anadolu lehçelerinde kullanılan bir isimdir. Ayrıca Türk mitolojisinde İltekin’in oğlunun ismidir.
Eslim (K): “Değerlim, faydalım.” anlamında bir isim. Eski Türkçedeki asıg “fayda, kazanç” kelimesi Anadolu ağızlarında “es” biçiminde rastlanılmaktadır. Bu isim de Anadolu ağızları temellidir.
Esri (K): Kaplan rengi, kaplan. Orta Türkçede “kaplan rengi” anlamında kullanılan bir kelimedir.
Esrigün (K): Gün kızılı, gün batımı, gün batımındaki hafif kızıllık. Esri “turuncumsu” ve gün “gün” kelimelerinden türemiştir.
Esrin (K): Turuncumsu, kaplan rengi. Eski Türkçe esringü “kaplan rengi” Orta Türkçe esri “kaplan rengi”
Etkin (E/K): Aktif, çalışkan. “Etmek” fiilinden türetilen bir isimdir.
Evin (K): Tohum, tane, öz. Eski Uygur Türkçesinde “tane, tohum” anlamında kullanılmıştır.
Evren (E/K): Kainat, varlığın tamamı. “Evirmek” fiilinden türetilen bir isimdir.
Evrim (E/K): Biyolojik ve zamansal değişim. “Evirmek” fiilinden türetilen bir isimdir.
Evşen (E): Eve mutluluk veren. “Ev” ve “şen” kelimelerinin birleşimiyle oluşmuştur.
Eylem (E): Müdahalede bulunma; mevcut bir duruma gösterilen tepki. “Eylemek” fiilinden türetilmiştir.
Ezgi (K): Melodi. Eski Türkçedeki “egzig” kelimesinin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
G ile başlayan isimler
Gece (K): Günün kararmasıyla oluşan vakit. Eski Türkçedeki kiçe “gece” kelimesinin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
Gediz (E/K): Göl. Anadolu ağızlarında kullanılan bir kelimedir.
Gerçe (K): Türk mitolojinde Kara Han’ın kızıdır. Güzelliğiyle bilinir. Mitolojik bir isimdir.
Gerçem (K): “Efsanelerdeki kadar güzel kızım.” anlamında bir isim. bk. Gerçe
Giz (K): Sır. *ki “iç, içeri” kelimesinden türemiştir.
Gizay (K): Gizeme benzeyen, gizemli. “Giz” kelimesine +ay kalıplaşmış antroponim ekinin getirilmesiyle oluşmuştur.
Gizem (K): Aklın almadığı sır. “Giz” kelimesinden türemiştir.
Gizlem (K): Herkesten farklı, ezoterik. “Giz” kelimesinden türemiştir.
Göğem (K): Yeşille mor arasında bir renk. “Gök” kelimesinden türemiş bir kelimedir.
Gök (K): Sema; mavi; kök, temel. Eski Türkçede bu kelime hem gökyüzü hem de mavi anlamında kullanılmıştır ve “gök” kutsal sayılmıştır ve güzel olan “gök” kelimesiyle ifade edilmiştir. Kelimenin Eski Türkçedeki söylenişi “kök”tür.
Gökalp (E): Mavi gözlü yiğit. Çok eski bir isim olup Ertuğrul Gazi’nin amcasının adıdır.
Gökay (E): Gök gibi mavi gözlü. “Gök” kelimesine +ay kalıplaşmış antroponim ekinin getirilmesiyle oluşmuştur.
Gökben (K): Varlığı uçsuz bucaksız gök gibi engin olan. “Gök” ve “ben” zamiriyle kurulmuş bir isimdir.
Gökberk (E): Temeli kuvvetli, kökleri sağlam. “Gök” ve berk “güçlü” kelimesiyle kurulmuş bir isimdir. “Gök” kelimesinin eski Türkçede “kök” anlamı da vardır.
Gökbörü (E): Türk mitolojisinde, Türklerin soyundan geldiğine inanılan kutsal hayvan. Göktürklerde devleti yöneten sülalenin ası “Aşina”dır. Aşina “gökbörü” anlamına gelmektedir.
Gökçay (E): Estetik görünüşlü. Gökçe “güzel” kelimesine +(a)y kalıplaşmış antroponim ekinin getirilmesiyle oluşmuştur.
Gökçe (E/K): Gösterişli; mavi. Anadolu ağızlarında birçok anlamı olmakla birlikte daha ziyade “mavi, güzel” gibi anlamlarda kullanılmaktadır.
Gökçek (E/K): Sevimli. Anadolu ağızlarında “sevimli” anlamına gelmektedir (bk. Gök).
Gökçen (E/K): Sevimli, güzel. Anadolu ağızlarında yer alan bir isimdir. “Gökcen” şekli de vardır. “Güzel” anlamına gelir (bk. Gök).
Gökçin (K): Mavimsi. Eski Türkçedeki kök “mavi” kelimesinden +çin ekiyle türeyen çok eski bir isimdir. “Kökçin” Oğuzların Bayat boyundan Çin’in Yuan hanedanlığına gelin olmuş bir Türk prensesinin adıdır.
Gökdeniz (E): Gözleri mavi ve deniz gibi engin kişi. “Gök” ve “deniz” isimleriyle kurulmuş bir isimdir.
Gökhan (E): Türk mitolojisinde gökyüzüne hükmeden kağandır. Mitolojiye göre Gökhan, Oğuz Kağan’ın sekiz oğlundan biridir.
Gökhun (E): Doğu Hun İmparatorluğu. Eski Türklerde kutsiyet “gök” ön adıyla ifade edilmiştir. Bu örneğe benzer şekilde Uygurlarda tüm budunun kağanına “gök kağan” adı verilmiştir.
Gökmen (E): Kutlu. “Kutlu” anlamına gelir, Orhun Yazıtları’nda “Kökmen” olarak adı zikredilen bir dağın adıdır.
Göksel (K): Göklere ait, semavi. Gök gibi güzel. Kelime hem kavramsal ilgi kuran +sel eki ile hem de Eski Türkçedeki silig “temiz, güzel” kelimesinin gelişimiyle isimlerin sonuna tıpkı bir ek gibi gelen “sel” penceresinden ayrı ayrı anlamlandırılabilir.
Göksen (E/K): “Özgür olmayı iste!” anlamında bir isim. “Gök” kelimesine ihtiyaç durumunu anlatan +se eki ve emir eki getirilerek türetilen bir isimdir.
Göksenin (E): “Özgürsün, bu gök sana ait” anlamında bir isim. “Gök” ve ilgi hâli eki almış “sen” zamiriyle kurulan bir isimdir.
Göksu (E/K): Yağmur. “Gök” ve “su” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan bir kelimedir.
Gökşen (E/K): Gökyüzü gibi uçsuz bucaksız ve şen. “Gök” ve “şen” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan bir kelimedir.
Gökşin (K): Gökkuşağı; mavimsi. Anadolu ağızlarında “gökkuşağı” manasını muhteva etmekle birlikte, renk adları türeten +şin ekiyle “mavi, mavimsi” anlamında da kullanılmaktadır.
Göktuğ (E): Gök sancak, Göktürk bayrağı. Tarihî olarak Göktürklerin bayrağına “gök tuğ, gök bayrak” denildiği gibi, bugün Doğu Türkistan bayrağı da “gök bayrak” adıyla anılmaktadır.
Göktürk (E): Tüm Türkleri tek çatı altında toplayan ve Türklerin atası imparatorluğun mensuplarına verilen ad. Orhun Yazıtlarında bu ad “Kök Türük” biçiminde geçmektedir.
Gönle (K): Tatlı, şekerli; irmik tatlısı; aşure. Anadolu ağızlarında birçok tatlıyı adlandırmak için kullanılan bir kelimedir.
Gönlem (K): Düşünce, düşünüş tarzı. Eski Türkçedeki könlemek “düşünmek” fiilinden türeyen bir isimdir.
Gönül (K): Kalp, yürek; yürekteki sevgi. Kelime Eski Türkçede “köngül” biçimindedir. Türkçenin her döneminde çok işlek bir kelime olmuştur.
Gönülay (K): Gönlü ay gibi ışık saçan. “Gönül” ve “ay” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan bir kelimedir.
Gönüm (K): “İlkem, yasam, gerçeğim” anlamında bir isim. Eski Türkçedeki köni “gerçek, ilke, yasa” kelimesinden iyelik ekiyle türeyen bir isimdir.
Görkem (E/K): Güzel görünüş, estetik. Eski Türkçe körk “güzellik, endam” kelimesinden türeyen bu kelime Anadolu ağızlarından ölçünlü Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.
Görkle (K): Güzel. Eski Türkçedeki körkle “güzel” kelimesinin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
Görklem (E/K): “Güzelim” anlamında bir kelime. Eski Türkçedeki körkle “güzel” kelimesine iyelik eki getirilmesiyle oluşturulan bir kelimedir (bk. Görkle).
Görlem (K): “Güzelim” anlamında bir isim. Eski Türkçedeki körtle “güzel” kelimesinden iyelik ekiyle türeyen bir isimdir.
Gövşe (K): Zarif, güzel, şık. Eski Türkçedeki kövşek “zarif” kelimesinden gelmektedir.
Gövşem (K): “Güzelim” anlamında bir isim. Eski Türkçedeki kövşek “zarif” kelimesinin ses gelişimine uğrayıp iyelik eki almasıyla türeyen bir isimdir.
Gözde (K): Üstün tutulan. “Göz” kelimesine kalıplaşmış ve yapım eki hâline gelmiş bulunma hâli ekinin eklenmesiyle oluşmuştur.
Gözne (K): Yankı, akis. Eski Türkçedeki köznek “akis” kelimesinden gelen bir isimdir.
Gözünç (E): Ünlü, meşhur. Eski Türkçedeki közünç “meşhur” kelimesinin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uydurulmuş telaffuzudur.
Güçlü (E): Kuvveti fazla olan. Eski Türkçeden beri kullanılan bir kelimedir. Kelimenin Eski Türkçedeki hâli “Küçlüg”tür. Nitekim onuncu Uygur kağanı Küçlüg Bilge Kağan bu ismi kullanmıştır.
Güler (K): Güleç. Kelime “gülmek” fiilinden türemiştir.
Gültekin (E): Her şeyiyle prens olmaya layık. “Prens parçası, her şeyiyle prens” anlamında bir kelimedir. Eski Türkçede “kül” ismiyle parçası manasında isimler yapılmıştır. Bu isim tarihî olarak Göktürklerin en güçlü komutanlarından Kül Tigin tarafından kullanılmıştır.
Gülümser (K): Güleryüzlü, sürekli gülümseyen. “Gülümsemek” fiilinden türetilmiştir.
Gülüş (K): Gülme. “Gülmek” fiilinin isim-fiil almış hâlidir.
Gümüş (E): Değerli bir maden. Kelime Eski Türkçede “kümüş” biçimindedir.
Gümüştekin (E): Gümüş gibi değerli şehzade. Tarihî Türk isimlerinden olup Selçuklu Türk beylerinden Al-Taç Gümüştigin’in adıdır.
Gün (E/K): Türk mitolojisinde güneşe hükmeden varlık; yirmi dört saatlik zaman dilimi. Kelime Eski Türkçede “kün” biçiminde olup hem “gün” hem de “güneş” anlamlarında kullanılmıştır.
Günay (E/K): Türk mitolojisinde etrafa ışıldayan, etrafı aydınlatan kutsal figür. “Gün” ve “ay” kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Eski Türkçede “Kün Ay” biçiminde kullanılır.
Günce (E/K): İnsanın özel bilgilerini günlük olarak paylaştığı defter. “Gün” kelimesinden +ce ekiyle türetilmiş bir isimdir. Öğretici metinlerden “günlük” için de kullanılır.
Günçin (E): Güneş renginde, güneşe benzeyen. Çok eski bir isim olup bir Hun imparatorunun da adıdır.
Günday (E/K): Güneş gibi parlak. Eski Türklerde “Künday” olarak takılan bir isim olup Abbasi Halifeliği’nin yıkılma sürecinde önemli bir siyasi figür olan Türk kumandanının adıdır. Günümüz Türkçesinin fonetik yapısına göre isim “Günday” biçiminde söylenmelidir.
Günde (K): Her zaman olan, her gün. “Gün” kelimesinden +de ekiyle türetilen bir isimdir.
Günden (K): Güzel. Eski Türkçede hem “güzel” hem de “güney” anlamında kullanılmıştır. Eski Türkçedeki söyleyişi “kündin” biçimindedir.
Gündoğdu (E): Güneş gibi adaletli doğan. Eski Türklerde adaleti simgeleyen isimdir. Neşrî’ye göre Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’in amcasının adıdır.
Gündüz (E): Günün ışıdığı saat aralığı. Eski Türkçede “küntüz ~ kündüz” olarak kullanılan kelime, Neşrî’ye göre Osman Gazi’nin kardeşidir.
Gündüzalp (E): Gündüzün ışıdığı yiğit. bk. Gündüz
Günel (E/K): Parlak, güneş gibi parlayan. “Gün” kelimesine bazı durumlarda sıfat yapan +el ekinin eklenmesiyle türetilmiş bir isimdir.
Günem (K): Kardeş. Ege ağızlarında kullanılan bir kelimedir.
Güner (E/K): Tan vakti. “Gün” ve er “erken” kelimelerinden oluşan bir isimdir.
Güneri (E): Çağdaş, çağın gereklerine göre hareket eden. Belirtisiz isim tamlaması biçimindeki bu isim “gün” ve er “er” kelimelerinden oluşmaktadır, ismin sonunda ise iyelik eki bulunmaktadır.
Güneş (E/K): Türk mitolojisinde doğaya hükmeden bir bey; Samanyolu galaksisinin yıldızı. Eski Türkçede bu kelimeye “Küneş” biçiminde rastlanmaktadır.
Güney (E/K): Kuzey Kutbu’nun tersi istikamette olan yön. “Gün” kelimesinden türetilmiş bir yön adıdır.
Güngör (E/K): “Neşe içerisinde yaşa!” anlamında bir isim. Emir tabanlı bir isimdir.
Günortu (E): Öğle vakti; güneye doğru. Eski Türkçede “kün ortu” biçiminde kullanılmıştır.
Günseli (K): Gün güzeli, güneş gibi alımlı ve güzel. Eski Türkçedeki kün “güneş”, seli(g) “güzel” kelimelerinden oluşan bir isimdir.
Günsile (K): Apaydın, gün ışığı dolu. “Gün” ve sile “dopdolu, tam” kelimelerinden oluşmuş bir isimdir.
Güntülü (K): Gün ışığının etkisiyle insan zihninde oluşan hayal ve çağrışım. Eski Türkçedeki ay “ay” ve gün “gün, güneş” kelimelerinden türemiştir. Hüseyin Nihal Atsız’ın “Ruh Adam” adlı romanının kahramanlarındandır.
Güral (E): Kırmızı gamzeli. “Gün” ve al “kırmızı” kelimelerinden oluşan bir isimdir.
Güray (E/K): Etrafına bolca ışık saçan. “Gün” ve “ay” kelimelerinden oluşan bir isimdir.
Gürdal (E): Kalabalık ve güçlü bir soya mensup. “Gün” ve “dal” kelimelerinden oluşan bir isimdir. “Dal” kelimesi antroponimlerde daha ziyade “soy” manasında kullanılmaktadır.
Gürel (K): Bakımlı, yetişmiş, gövermiş, gür hâle gelmiş. “Gür” kelimesine bazı durumlarda sıfat yapan +el ekinin eklenmesiyle türetilmiş bir isimdir.
Gürhan (E): Türk mitolojisinde gücüyle bilinen efsanevi bir figürdür. Mitolojide Dib-Yafku’nun oğludur.
Gürol (E): “Her zaman yiğit ve cömert ol!” anlamında bir kelime. Emir tabanlı bir isimdir.
Gürselin (K): “Endamlın, senin güzelin” anlamında bir isim. Eski Türkçede de insan ismi olarak kullanılan ve “güzel” anlamına gelen “Seli” ismine iyelik eki getirilmesiyla oluşan bir isimdir. “Gür” kelimesi ise güzellik anlamını pekiştirmiştir.
Güven (E/K): Korku yaşamaksızın bağlanma. Eski Türkçedeki köven “gurur” kelimesinin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
Güvenç (E): Güvenilir, emin kişi. Eski Türkçedeki küvenç “gurur” kelimesinin Türkiye Türkçesi ses bilgisine uygunlaşmış söylenişidir.
Güzhan (E): Doğaya etkisiyle bilinen Türk mitolojisindeki efsanevi figürdür. Mitolojide Dib-Yafku’nun oğludur.
H ile başlayan isimler
Hazal (K): Sonbaharda yere dökülen ağaç yaprakları; ağaç kabuğu. Anadolu ağızlarında kullanılan ve kazal “kapçık, tahıl kabuğu” biçimi de bulunan bu kelime, Eski Türkçedeki kas ~ kaz “kabuk” kökünden +al ekiyle türemiştir.
gerçekten güzel isimler yeni isimler öğrenmiş oldum
[…] değerlendirdiğimizde önümüze çıkan en önemli bilgi isimlerdeki -kan, -han ve -tay gibi eski Türkçede kişi adı yapmaya yarayan eklerin mevcut ekin kökeni hangi dilden olursa olsun kullanılmasıdır. […]
[…] aslında bir kadın adıymış ve TDK’nin Kişi Adları Sözlüğü’ne göre adın anlamı şu: “Zümrütten daha açık yeşil olan, zümrüt kadar değerli […]
[…] emeği olan kişilerin adları, makalenin yazıldığı yıl ve yazarların iletişim bilgileri mutlak surette ilk sayfada […]
[…] ebeveynleriniz sizin etrafınızda pervane olur. Daha siz doğmadan anne babanız tüm kişi adları sözlüklerinin başından girip sonundan çıkar. Aileniz size iyi bir öz disiplin vermek için […]
[…] dünyada çok okunuyor. Tüm bunlar olurken ebeveynler de yeni doğacak çocukları için mitolojik öz Türkçe kişi adları arayışına […]
[…] Türkiye’de öz Türkçe kişi adı taşıyan kişilerin birçoğu mitolojik isimlere sahiptir. Çünkü binlerce yıldır mitoloji ve […]
[…] Öz Türkçe İsimler Sözlüğü’müze göz atmak ister misiniz? […]
[…] asıllı nehir kelimesinin Türkçesidir. Nitekim bu yönüyle Öz Türkçe bir […]
[…] taktığı isimlere göz attıktan sonra ayrıca “Öz Türkçe İsimler” listemize de göz atmanızı tavsiye […]