Karagöz, geleneksel Türk tiyatrosunun en önemli ögelerinden biridir ve diğer adı gölge oyunudur. Karagöz oyunu, bir perde önünde, ışığın arkasına geçirilen kâğıt veya deriden yapılmış tasvirlerin perdeden yansıtılmasıyla oynanır. Oyunda, Karagöz ve Hacivat adında iki baş karakter yer alır. Dolayısıyla şimdi gelin Karagöz oyununun bölümleri, tipleri vb. bilgileri öğrenelim.
Yazıların kategorisi: “EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ”
Edebiyat ansiklopedisi görevindeki bu sözlük, özellikle ortaöğretim ve üniversite düzeyindeki öğrencilerin aradıkları nitelikli edebî ve dil bilimsel bilgilere ulaşmasını amaç edinmektedir. Sözlüğümüz, gün geçtikçe çeşitlenmekte ve ansiklopedi özelliğini kazanmaktadır. Siz de dilerseniz, iletişim bölümünden bize ulaşarak ansiklopedimizi geliştirmemize yardımcı olabilirsiniz.
Sadece roman okumak iyi bir okur olmak için yeterli değildir. Roman okumanın yararları olsa da, iyi bir okur olmak için daha fazlası gerekir. Çünkü zihnimizin farklı entelektüel alanlarda gelişmeye ihtiyacı vardır.
Eski Türklerde ve Moğollarda bir kişinin ölümü üzerine şaman eşliğinde düzenlenen törenlere yuğ töreni adı verilmektedir. Yuğ törenlerinde söylenen şiirler ise sagu olarak adlandırılmıştır. Sagular İslamiyet'ten sonra halk edebiyatında ağıt, divan edebiyatında ise mersiye adını almıştır. Eski Türklerde yuğ törenlerinin dışında şölen ve sığır töreni adıyla bilinen iki merasim daha vardır.
Anlatmaya dayalı bir edebî tür olan hikayeyi oluşturan unsurlar olay, kişiler, zaman, mekan ve anlatıcıdır. Bu unsurlar daha kapsamlı bir şekilde roman türünde de mevcuttur.
Bilgi vermek amacıyla yazılan gezi yazısı, röportaj, köşe yazısı (fıkra), deneme, mülakat, makale, haber yazısı, eleştiri (tenkit), anı (hatıra), biyografi, otobiyografi, nutuk (söylev), sohbet (söyleşi) ve mektup öğretici metinlerdir. Yani on dört adet öğretici metin vardır. Eğitici ve öğretici metinlerin yazılış amacı bilgi vermek, eğitmektir. Nitekim öğretici metinlerin özellikleri şunlardır.
Roman ve hikâyenin esasını oluşturan karşıt fikir ve eylemler, temel çatışma kavramını oluşturur. Temel çatışmayı bulmak için metindeki birbirine karşıt durum ve fikirleri tespit etmek gerekir. Yani metindeki problemin soyut altyapısı temel çatışmayı oluşturur.
Dil, kültür ile iletişim içerisinde olan ve kültürdeki gelişmelere göre dönüşen bir yapıdır. Böylelikle toplum ile aslında canlı bir varlık olan dil arasında güçlü bir bağ vardır. Bu bağ sayesinde dil sosyal bir varlık yani toplumsal bir kurumdur. Yani dil değişmez bir varlık değildir. Aksine sosyal yapının hafızası durumundaki dilin kendine özgü kuralları vardır.
"Dil canlı bir varlık mıdır?" yoksa "Yapay mıdır?" sorusu binlerce yıldır tartışılmaktadır. Bununla birlikte dil tıpkı canlı varlıklar gibi sürekli değişir ve dönüşür. Bu sebeple toplumu etkileyen ve toplumdan etkilenen sosyal bir varlık olan dil canlıdır.
Türk Dil Kurumu dikkate alındığında Türkçede hem hem bağlaç hem de edat olan kelimeler, ile ve ise sözcükleridir. Bunların dışında kalan kelimeler ya her zaman bağlaç ya da her zaman edattır.
Bir özel adın zamanla kendi türünden olan bütün unsurları karşılayacak şekilde cins isme dönüşmesine genelleşme denir. Türkçede kot, selpak, mavzer, Dizel, kolonya gibi kelimeler genelleşme yoluyla üretilmiş sözcükler için örnektir.
Türkçede /b, f, m, p, v/ fonemlerinin boğumlanması esnasında dudaklar kullanıldığı için bu seslere dudak ünsüzleri denir. Ayrıca /b, m, p/ sesleri çift dudak ünsüzü adını alır. Çünkü bu seslerin oluşumunda her iki dudak da kullanılmaktadır. Ayrıca /b/'den önce gelen /n/'nin /m/'ye dönüşmesi, dudak ünsüzlerinin benzeşmesi (n>m değişimi) olarak tanımlanır.
Osmanlıcılık fikir akımı, Tanzimat Fermanı'nın ilan edilmesinden Balkan Savaşları'na kadar olan döneme kadar etkili olmuştur. Edebiyatta Namık Kemal, Âkif Paşa, Ziya Paşa ve Şinasi, devlet yönetimindeyse II. Mahmut'tan başlayarak III. Selim ve Mustafa Reşid Paşa Osmanlıcılık fikir akımının temsilcileri durumundadır.
Türkçenin tarihi içerisinde Çuvaş Türkçesi, Yakut Türkçesi ve Genel Türkçe olmak üzere üç temel lehçesi vardır. Ayrıca Türk lehçelerinin tasnifi konusunda Radloff, Samoyloviç, Ramstedt, Ligeti ve Talat Tekin gibi araştırmacıların farklı görüşleri vardır.
Edebiyatı bir gözlem ve gerçeklik alanı olarak gören ve romantizm akımını fazlaca öznel bulan Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Recaizade Mahmut Ekrem gibi sanatçılar Türk edebiyatının en önemli realizm temsilcileridir. Ayrıca Balzac, Stendhal, Gustave Flaubert, Dostoyevski, Tolstoy ve Dickens gibi isimler ise realizm akımının dünya edebiyatındaki önemli temsilcileri arasındadır.
Arzu ile Kamber, Türk edebiyatının en sevilen aşk konulu halk hikâyesi örneklerinden biridir. Hikâye özellikle Azerbaycan, Kilis ve Irak Türkmen coğrafyasında yaygın olarak dilden dile dolaşmaktadır.
İkiden fazla ismin birleşmesiyle oluşan ad takımlarına, zincirleme isim tamlaması veya zincirleme ad takımı denir. Bu tamlamalar, arasına farklı türlerde kelimeler de alabilir
Genellikle cümlenin bittiğini, bir kelimenin kısaltıldığını veya sıra sayı sıfatı kurulduğunu bildiren eke nokta işareti denir. TDK'ye göre nokta işaretinin kullanım amacı aşağıda sıralanmıştır.
Geçiş Dönemi ifadesinden Türklerin İslamiyet'e geçmeye başladığı Karahanlı Türkçesi dönemi anlaşılır. Karahanlı Türkçesine Hakaniye lehçesi de denir.
Özet: Naili, Türk edebiyatında sebkihindi akımının etkisinde kalarak derinlikli bir hayal dünyası inşa eden önemli bir şairdir.
Hikâye, gerçek veya gerçeğe uygun olayların anlatıldığı romandan kısa düzyazı türüne denir. Dünya edebiyatında iki temel hikâye türü olay hikâyesi ve durum hikâyesi olarak adlandırılır.