Kıpçak Türkçesi, kökünü Türklerin Kıpçak kolundan alan tarihî bir Türk lehçesidir. Bu lehçe göçler, köle ticareti ve paralı askerler sayesinde geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Kıpçak Türkçesi eserleri Karadeniz’in kuzeyinden Mısır’a kadar uzanan coğrafyada yazıya geçirilmiştir. Özellikle Osmanlı’nın bir imparatorluk hâline gelmesiyle Kıpçak Türkçesi üzerindeki Oğuz etkisi de iyiden iyiye artmıştır. Kıpçak Türkçesinin söz varlığı Kodeks Kumanikus adlı sözlükte toplanmıştır.
Kıpçak Türkçesinin en önemli eseri Hristiyan misyonerler tarafından derlenen Kodeks Kumanikus adlı sözlüktür. Latin harfleriyle yazılan ilk Türkçe eser olan Kodeks Kumanikus’ta Latince, Farsça ve Almanca kelimelerin Türkçe karşılıkları yer almaktadır.
Tarihî Kıpçak Türkçesi lingua franca olarak Altınorda Devleti’nin resmî dilidir. Ayrıca Memluk ordusunda da kullanılan dildir. Ayrıca Kazakça, Başkurtça, Tatarca, Kırgızca, Karaçay-Balkarca, Kumukça, Karaimce, Kırımçakça, Karakalpakça ve Nogayca günümüzde konuşulan Kıpçak lehçeleridir.
Tarihî Kıpçak Türkçesi Orta Türkçenin gelişim evrelerinin nihayetinde Doğu Türkçesinden türevlenmiştir. Bu lehçe, Oğuz Türkçesi gibi çok eski zamanlarda oluşmaya başlasa da edebî anlamda gelişimi Harezm Türkçesiyle birlikte başlar.
Kıpçaklara yabancı kaynaklar daha ziyade “Kuman” der. Bununla birlikte Kıpçaklar yani Kumanlar, kendi başlarına bir Türk boyudur. Herhangi bir boyun içerisinde yer almazlar. Oğuzlar, Sibirya Türkleri ve Karluklarla birlikte Türklerin dört ana boyunu oluştururlar.
Kipchak Turkish is a historical dialect that takes its roots from the Kipchak branch of the Turks. This dialect has spread over a wide geography thanks to migrations, the slave trade and mercenaries. The language has existed from the north of the Black Sea to Egypt. Especially with the Ottoman Empire becoming an empire, Oghuz influence on Kipchak Turkish has also increased. Historical Kipchak Turkish is the official language of the Golden Horde State as the lingua franca. It is also the language used in the Mamluk army. Historical Kipchak Turkish was derived from Eastern Turkish at the end of the development stages of Middle Turkish.
İçindekiler
Kıpçak Türkleri (Kuman Türkleri), Altınorda’dan önce Karadeniz’in kuzeyindeki Doğu Avrupa bozkırlarında yaşayan göçebe Türklerdir. Nitekim Kırım Tatarları, Karaçaylar, Kumuklar ve Balkarlar da dâhil olmak üzere birçok Türk boyu Kıpçakların soyundan gelmektedir. Bugün, Kıpçak ya da Kuman şubesine ait bu çeşitli dillerin konuşmacıları, Kıpçak Türkçesinin türevlerini konuşmaktadır.
[en. Kipchak Turks (Kuman Turks) are nomadic Turks who lived in the Eastern European steppes north of the Black Sea before Altinorda. Indeed, many Turkish tribes, including Crimean Tatars, Karachays, Kumuks, and Balkars, descend from the Kipchaks. Today, speakers of these various languages belonging to the Kipchak or Cuman branch speak variants of Kipchak Turkish.]
8. yüzyıldan itibaren tarih sahnesine çıkmaya başlamış olan Kıpçakların İslamî kaynaklarda Deşt-i Kıpçak (Doğu Avrupa-Batı Sibirya bozkır bölgeleri) olarak bilinen geniş bir coğrafyaya, Moğol İstilası’na kadar hâkim oldukları bilinmektedir.
Okan Celal GÜNGÖR
Kıpçak Türkçesi, son kalesi olan Macaristan’ın Kumanya bölgesinde 17. yüzyılın başlarında yok olmuştur. Geleneksel olarak Tarihî Kıpçak Türkçesinin son konuşmacısının 1770’te ölen [Karcag’da (Macaristan)] yaşayan István Varró olduğunu kabul edilir.
Kıpçaklar; Kazakistan, Rusya, Gürcistan, Macaristan, Romanya (örneğin, Besarab hanedanı), Moldova, Besarabya ve Bulgaristan’ın tarihinde önemli bir role sahiptir.
Kıpçaklar özellikle köle ticareti ve paralı asker olarak Mısır coğrafyasında devletler kurmuş, etkin güç hâline gelmeyi başarmıştır. Mısır’da Kıpçak Türkçesiyle yazılan korunmuş eserlerin büyük bir kısmı dinî eserlerdir. Çünkü Memlûkler bir İslam devletiydi ve bu dönemde birçok dinî eser Arapçadan çevrildi. Ayrıca Deşt-i Kıpçak bozkırlarında Yakın Asya ve Orta Asya’dan Mısır ve Suriye’ye taşınan Müslüman Kıpçaklar dışında, İslam kültürüyle ilişkisi olmayan yarı şamanist ve şamanist Kıpçaklar da vardı. Özellikle Mısır’a köle olarak gelip emir veya sultanlığa kadar yükselen Kıpçaklar, Arapça bilmedikleri için, bu dönemde birçok dinî eser Arapçadan Türkçeye çevrilmiştir (Sadykbekov, 2015: 119).
Kıpçak Türkçesi gramer özellikleri ve fonetiği açısından diğer Türk lehçelerinden birçok konuda ayrılır. Nitekim bu lehçenin temel özellikleri şunlardır:
Bu bilimsel bir kavramdan ziyade yaygın olarak Tarihî Kıpçak Türkçesi için kullanılır. Harezm Türkçesindeki Kıpçakizmden unsurlarından başlayarak Memlûk Kıpçak Türkçesine kadar uzanan tarihî süreç Tarihî Kıpçak Türkçesi olarak adlandırılır. Yani bu lehçe çok geniş bir coğrafyada konuşulmuştur.
Kıpçak Türkçesinin bu kadar geniş bir coğrafyada konuşulması sebebiyle bu lehçeyi bir tarihî dönem olarak sınırlandırmak zordur. Bu da Kıpçaklara ait lehçenin çeşitli evrelerde geliştiğini ortaya koyar. Tarihî Kıpçak Türkçesi denildiğinde ise Harezmlerden başlayarak Memluklara kadar uzanan dönemdeki dil varlığı ima edilir.
Kıpçak Türkçesinin en önemli eseri Kodeks Kumanikus’tur. Gülistan Tercümesi ise edebî anlamdaki en kıymetli yapıttır. Bunların dışında atçılık, okçuluk vb. konularda yazılan birçok eser daha vardır. Tarihî Kıpçak Türkçesine ait eserlerden birçoğu Mısır coğrafyasında Arap çoğunluklu halkı yöneten Memlûk Türkleri tarafından halkla iletişimi sağlamak amacıyla yazılan sözlüklerdir.
Codex Cumanicus‘tur. Eser yukarıda da anlattığımız gibi bir sözlüktür. İki bölümden oluşur. İlk bölüm Latin, Farsça ve Kıpçak Latin alfabesiyle yazılmış bir sözlükten ve Latince anlamıyla Kıpçak Türkçesine ait fiilleri, isimleri ve zamirleri içermektedir. İkinci bölüm, Kıpçak-Almanca sözlüğü, Kuman grameri hakkında bilgi ve Petrarch’a ait şiirlerden oluşmaktadır. Eser Türkçenin Latin alfabesiyle yazılan ilk yapıtıdır.
Codex Cumanicus aynı zamanda Peçenek Türklerinin söz varlığına dair izler de taşır. Bu sebeple bu sözlük, hem Kıpçak hem de Peçenek edebiyatının ilk önemli edebî eseridir. Çünkü zaman içerisinde Peçenek ve Kıpçaklar ortak coğrafyaları paylaşmaları sebebiyle edebî alanda da Kıpçak lehçesini kullanmıştır.
Akar, A. Türkiye Türkçesi Ağızlarında Oğuzca Dışı Dil Unsurları.
Güngör, O. C. (2017). Tarihî Kıpçak Türkçesi ve Edebiyatı Üzerine Yapılan Çalışmalarla İlgili Bir Kaynakça Denemesi. Zeitschrift für die Welt der Türken/Journal of World of Turks, 9(1), 191-213.
Halasikun, T., Halasikun, T., & Salan, M. (2012). Kıpçak Türkçesi Filolojisi X: Et-tuhfe ve onun müellifi. Dil Araştırmaları, 11(11), 185-195.
Kahya, H. Seyf-i Sarâyî’nin Gülistan Tercümesi’nde Devrik Cümleler. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 59(1), 89-108.
Öztürk, A. (2018). Kuman, Memlûk, Ermeni Kıpçak ve Karay Türkçelerindeki Kip Eklerinde Görülen Farklılıklar Üzerine. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 63-74.
Sadykbekov, K. (2015). Memluk Kıpçak Türkçesi ile Yazılmış Dini Eserler ve Özellikleri”, International Journal of Languages’ Education and Teaching, 3/2, p. 119-125.
Tokay, Y. (2014). Memluk Kıpçak Türkçesinde İşlevsel bir Edat: “ançaġa tigrü kim”. I. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu.
Özet Kitapçığıİndir 16–18 Mayıs 2025 tarihleri arasında Buhara’da düzenlenen Uluslararası Dil ve Edebiyatta Sağlık Sempozyumu,… Daha Fazla
Yazar Alper Sadıç’ın 7. kitabı Islak Tezgâh, 25 minimal öyküden oluşmaktadır. Mythos Kitap aracılığı ile… Daha Fazla
Şiir severlerin heyecanla beklediği 11. Simit Çay Edebiyat Etkinlikleri Şiir Yarışması sonuçlandı! Türkiye'nin dört bir… Daha Fazla
DUYURU: 11. yarışmanın sonuçları 1 Nisan 2025'e kadar simitcay.com'dan açıklanacaktır. Şiir Yarışması 2025: Simit Çay Edebiyat… Daha Fazla
APA 7 Atıf Sistemi, Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological Association) tarafından geliştirilen bir kaynak gösterim… Daha Fazla
Brezilya’dan Japonya’ya İnsan Manzaraları, farklı coğrafyalarda yaşayan insanların hayatlarını, kültürlerini ve hikâyelerini bir araya getiren… Daha Fazla
Yorumlar