Sabahattin Ali edebi kişiliği, eserleri ve özellikle romanlarıyla Türk edebiyatının en kıymetli yazarlarından biridir. Sanatçı eserlerini toplumcu gerçekçi anlayışta realizm akımının etkisinde yazar.
Günümüzde en çok okunan yazarların başında gelen Sabahattin Âli; soruşturma ve tevkiflerle geçen kırk bir yıllık kısa ömrüne Balkan topraklarından merhaba demiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla birlikte babasının tayini Çanakkale’ye çıkar. Sabahattin Âli’nin çocukluğu savaşın gölgesindedir artık. Çileli hayatı çocukluk günleriyle sınırlı kalmaz ömrü boyunca onu hep takip eder. Doğrularından taviz vermez, baskıya eğilmez fakat bu durum genç yazarı çok yıpratır. Bu zor günlerden biraz olsun kurtulmak isterken faili meçhul bir cinayet, bu dünyadan ayırır onu.
Sabahattin Âli; şiirden hikâyeye, romandan çeviriye, dramaturgluktan dergi çıkarmaya kadar birçok alanda eser vermiş büyük bir sanatçıdır. Sağlığında hak ettiği değeri görememiş edebiyatçılar kervanına katılan Sabahattin Ali, yazın dünyasına şiirle girmiştir. Şiirleri; Zülfü Livaneli, Edip Akbayram ve Sezen Aksu tarafından bestelenmiştir.
“Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma Ağladığın duyulmasın Aldırma gönül, aldırma”
Bu şiir, sanatçının hapishane hayatında yazdığı daha sonra bestelenerek okunan şiirlerinden biridir.
Eserleri: Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan (roman); Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk (hikâye); Dağlar ve Rüzgâr (şiir); Esirler (tiyatro). Yazarın ayrıca başta Antigone olmak üzere yabancı dilden çevirileri de vardır.
Sabahattin Âli edebiyatımızda daha çok hikâye ve romanları ile tanınmıştır. Nazım Hikmet’in etkisiyle toplumcu gerçekçi roman ve öykü yazmıştır. Toplumcu gerçekçi anlayışla yazdığı eserlerinde Anadolu’yu ve Anadolu insanını tüm gerçekliği ile işlemiştir. Tutuklanıp hüküm giymiştir. Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmıştır. Hapishane hayatı, birçok yazarda olduğu gibi Sabahattin Ali için de insanları gözlemlemek ve onların dertlerini dinlemekle geçmiştir. “Kuyucaklı Yusuf” romanını Aydın Cezaevinde tanıdığı bir tutuklunun anlattıklarından yola çıkarak kaleme almıştır.
Kavuşamayan âşıklar, resimden müziğe sanatın birçok yönü ve Türkçenin en güzel hâli sanatçının romanlarındaki ortak noktalardır.
Kuyucaklı Yusuf
Gerçek bir hayat hikâyesinden ilham alınarak yazılan “Kuyucaklı Yusuf”ta Anadolu’da devlet gücünün suistimal edilişi anlatılır. Eser özellikle akıcı dili ile Türk edebiyatının en çok okunan eserleri arasındadır. Eser, Sabahattin Âli’nin ilk romanıdır.
Kürk Mantolu Madonna
Yazarın “Kürk Mantolu Madonna“ romanında yer yer kendi hayatından izler bulunur. Maarif Vekilliği tarafından Almanya’ya gönderilmesi, sanata ilgisi, Alman dilini çok kısa bir zamanda öğrenip çeviriler yapması daha sonra öğrenimini tamamlayamadan ülkesine dönmesi romanda okuyucuya sezdirilmiştir.
Romanda Almanya’ya sabunculuk işinde uzmanlaşmak için gönderilen Raif Efendi anlatılır. Raif Efendi, Almanya’da “Kürk Mantolu Madonna” olarak tanımladığı Maria Puder’e âşık olur. Yanlış anlamalar ve talihsizlikler Raif ve Puder’in ayrılmasına neden olur. Ülkesine dönen Raif Bey, yıllar sonra Puder’den bir çocuğu olduğunu öğrenir.
Markopaşa
Markopaşa adlı mizahi dergiyi Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz’la birlikte çıkarmış, dergiye başyazılar yazmıştır. Siyasi yazılardan dolayı sıkıyönetimce sık sık kapanan dergiye Malumpaşa, Merhumpaşa gibi farklı isimler vererek derginin yayın hayatı uzatılmıştır.
İçimizdeki Şeytan
Sabahattin Ali’nin ”İçimizdeki Şeytan“ romanı diğer romanları kadar ilgi görmemiş, dönemin aydınları tarafından ağır eleştirilere uğramıştır. Macide ve Ömer’in hikâyesinde kendisi olamayan, özenti kurbanı ve yarım kalmış insanlar anlatılır.
Sanatçının hikâyelerinde bu toprağın sesi ve yürek coşkusu görülür. Yazdığı ilk öykülerinde sıradan, gündelik olayları işlerken zamanla toplumcu gerçekçiliğe yönelmiştir. “Değirmen”, “Kağnı” ve “Ses” en çok okunan hikâye kitaplarıdır. Hikâyeleri dil ve edebiyat harikasıdır. Beklenmedik son dokunuşlarla hikâyelerini bitirmesi onu özel kılar.
Sabahattin Âli’nin hikâyelerindeki sade ve vurucu üslubu dikkat çekicidir. Bu yönüyle günümüzde Sabahattin Ali birçok öykücüye yol göstermiş ve yol göstermeye devam edecektir. Hikâyemizin yarım asırlık sesi Mustafa Kutlu, hikâyeci kimliğini bulma aşamasında Sabahattin Ali’den etkilenmiştir. Kutlu ”Sabahattin Ali insan problemlerine bir hikâyeci olarak değinirken asla bir filozof tavrı takınmaz.” der.
Sabahattin Âli, pek çok kez öğretmenlik mesleğine girmiş fakat çeşitli sebeplerle görevden alınmıştır. Meslekten ihraç edilmesinin sebeplerinden biri de Atatürk’e bir şiirinde hakaret ettiği iddiasıdır. Mesleğe dönebilmek için 1934 yılında Atatürk’e ithafen “Benim Aşkım” adlı şiiri yazmıştır.
Eşi ve kızı, Sabahattin Âli’yi çileli geçen yaşamında hayata bağlayan sevgi kaynaklarıdır. Canım Aliye Ruhum Filiz diye başladığı mektuplar Sabahattin Âli’nin sevgi dolu ve nahif bir insan olduğunu gösterir.
Sabahattin Âli yabancı edebiyata da meraklıdır. Başta Alman klasiklerini okumuş ve bu eserleri Türkçeye çevirmeye başlamış ardından Rus edebiyatına yönelmiştir. Onunla Almanya’ya giden Melahat Tongar, orada koltuğunun altında bir kitap ve çoğu zaman bir sözlük olduğunu söylemiştir.
“Başım dağ saçlarım kardır” diyen Sabahattin Âli’nin yaşaması durumunda Türk edebiyatına daha nice şaheserler kazandıracağı muhakkaktı. Çünkü o, Türkçenin virtüözüydü, herkesi kucaklayan bir sevgisi vardı, okumaya âşıktı.
Yunus Emre’nin ölür ise ten ölür canlar ölesi değil, sözünü yaşatan bir kişi Sabahattin Âli. Tıpkı romanlarındaki kavuşamayan âşıklar gibi kızının yaptırdığı içinde kendinin olmadığı temsili bir mezarda, doğduğu topraklarda yatmaktadır. Aradan geçen yetmiş dört yıla rağmen hâlâ aramızda olan Sabahattin Âli, cellatlarından daha uzun yaşamış ve yaşayacaktır.
Künye: Dağdelen, Sema (2022). Geleceğe Uzanan Bir Ses: Sabahattin Ali, Simit Çay Betik, S. 2, s. 1-2.
APA 7 Atıf Sistemi, Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological Association) tarafından geliştirilen bir kaynak gösterim… Daha Fazla
Brezilya’dan Japonya’ya İnsan Manzaraları, farklı coğrafyalarda yaşayan insanların hayatlarını, kültürlerini ve hikâyelerini bir araya getiren… Daha Fazla
10. Simit Çay Edebiyat Etkinlikleri Şiir Yarışması, dünyanın dört bir tarafından ve farklı geçmişlerden gelen… Daha Fazla
Tarih, edebiyat ve kurmaca kavramları birbirleriyle derin bir ilişki içinde olan, ancak her biri farklı… Daha Fazla
Tatilde deniz suyunun sıcak olmasını tercih edenler için Türkiye, birbirinden güzel plajları ve sıcak deniziyle… Daha Fazla
Emir Timur, Türk kökenli büyük bir savaşçı ve devlet adamıdır. Bununla birlikte, etnik geçmişinde Moğol… Daha Fazla