Anadolu’nun Türkleşmesi, Selçuklulardan başlayarak uzun bir tarihî süreç içerisinde gerçekleşmiştir. Ayrıca Orta Asya’dan Anadolu’ya kitlesel göçe neden olan Moğol istilasının Anadolu’nun Türkleşmesi üzerindeki olumlu etkileri de çok fazladır. Nitekim Anadolu’nun Türkleşmesini sağlayan devletler ve savaşlar neden-sonuç ilişkisi bağlamında açıklanmıştır. Ayrıca Anadolu’nun kısa sürede Türkleşmesine etki eden unsurlar maddeler halinde verilmiştir.
Peki, Anadolu’nun Türkleşmesi nasıl başladı?
Selçuklu Devleti’nin Anadolu’ya yönelen akınlarıyla başlamıştır. Bu akınlar 1071’de meydana gelen Malazgirt Meydan Muharebesi ile Türklerin Anadolu’yu iskan etmesiyle güç kazanmıştır. Özellikle bu zaferden sonra kurulan Anadolu Türk beyliklerinin bu hususta katkısı çok büyüktür. Ayrıca Moğolların önünden kaçan Türkler de Anadolu’ya gelerek Anadolu’daki Türk nüfusun artmasını sağlamıştır. Nitekim Oğuz temelli bir yazı dili olan Eski Anadolu Türkçesi bu dönemde Anadolu coğrafyasına yayılmıştır.
Anadolunun Türkleşmesini sağlayan beş temel sebep şunlardır:
- Moğol istilasından kaçan Türklerin Anadolu’ya sığınması,
- İslam’ı yayma ve yeni fetihler yapma arzusundaki Türklerin akınları,
- Orta Asya bozkırlarındaki kuraklık gibi nedenlerle batıya göçlerin yaşanması,
- Orta Asya’da İslam’ın yayılmasıyla Anadolu erenlerinin takipçileriyle birlikte Anadolu’ya yönelmesi,
- Bizans’ın Anadolu’ya hâkim olacak güçten uzak olması.
Anadolu’nun Türkleşmesini sağlayan savaşlar, Türklerin Anadolu’nun kapısını açtığı Malazgirt Meydan Muharebesi ve Anadolu’daki tüm gücün Türklerin eline geçtiği Miryakefalon Savaşı’dır. Ayrıca Moğol istilasının önünden kaçan Türkler de Anadolu’daki Türk nüfusu artırmıştır.
Anadolu’nun ilk fatihleri, Selçuklu beyleri Çağrı Bey ve Tuğrul Bey‘dir. Bu iki ismin başlattığı akınlar Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan ile nihayete ermiş ve Anadolu’nun kapıları Türklere sonuna kadar açılmıştır.
Anadolu’nun Türkleşmesi için önce Büyük Selçuklu Devleti, ardından ise Anadolu Selçuklu Devleti, Bizans ile mücadele etmiştir. Ayrıca bu mücadelede Anadolu’daki Türk nüfusun artması hususunda Anadolu beylikleri büyük önem taşımıştır.
Anadolu’daki ilk Türkler
Attila ile en yoğun dönemini yaşayan Hunların batı akınları, Kubrat gibi önemli Türk beylerinin Karadeniz’in kuzeyindeki ilerlemeleriyle güç kazanmıştır. Nitekim Hun ve Bulgar Türklerinin Avrupa’daki ilerleyişi uzun süre devam etmiştir. Böylelikle ön Türk kavimleri, Avrasya’nın demografik ve siyasi yapının oluşmasında etkili bir unsur hâline gelmiştir.
Büyük Bulgar Hanlığı’nın kurucusu Kubrat, Bulgarlar ve Bizanslılar arasındaki ittifakın bir nişanesi olarak çocukluğunu İstanbul’daki Doğu Roma sarayında “siyasi tutsak” olarak geçirmiştir. Kubrat, Büyük Bulgar Hanlığı Dönemi’nde de Doğu Roma siyasetinde etkili bir figür olmayı başarmıştır. Bu yönüyle Kubrat, Anadolu ve İstanbul’da bulunan ilk Türk devlet adamlarından biri olmalıdır.
Göktürkler de Anadolu ile siyasi ilişkilere sahiptir. Özellikle 6. yüzyılda Göktürklerin batı istikametindeki ilerlemesinden sorumlu olan Türkşad, Doğu Roma ve Kafkas kavimleriyle diplomatik ilişkiler kurmuştur. Öyle ki Batı kavimleri ona “Türkşad, Türksanf, Ta’n han, Turhantos, Turhat” gibi farklı isimler vermiştir. O, önce Doğu Roma ile iyi ilişkiler geliştirmiş, ardından Doğu Roma’yı “on dilli ve yalancı” olmakla itham ederek Karadeniz’in kuzeyinde Kırım’a ilerlemiştir.
Orta Asya’daki iklimsel sorunlar ve meraların yetersizliği gibi problemler, Türklerin sadece yayılma politikası ile değil iskân yönüyle de batıya ilerleyişinde etkili olmuştur.
Anadolu’nun Kitleler Hâlinde Türkleşmesi
Çağrı ve Tuğrul Bey’in Anadolu’ya yönelen akınları, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması noktasındaki ilk kıvılcım olarak kabul edilebilir. Çünkü bu akınların nihayetinde Malazgirt Savaşı’yla (1071) Anadolu’nun kapıları Türklere sonuna kadar açılmıştır.
Haddizatında Anadolu’da Malazgirt Savaşı’ndan daha önce de yerleşen Türk boyları vardır. Bunlardan en önemlileri Uz, Peçenek ve Kıpçak Türkleridir. Bizans ordusunda paralı asker olarak görev yapan bu Türk soylu topluluklar, Malazgirt Savaşı esnasında taraf değiştirerek Alparslan’ın 1071’de kazandığı büyük zaferin önemli paydaşlarından biri olmuştur.
Alparaslan’ın Anadolu’nun kapılarını Türklere açmasının ardından yaklaşık bir asır sonra II. Kılıç Arslan, 17 Eylül 1176 tarihinde gerçekleşen savaşta Bizans ordusunu mağlup etmiştir. Miryokefalon Savaşı olarak bilinen bu hadise ile Anadolu’daki Türk egemenliği tam anlamıyla sağlanmıştır.
Anadolu’nun Türkleşme süreci özellikle Miryakefalon Savaşı ve savaştan önceki on yılda büyük ivme kazanmıştır. Başka bir deyişle Anadolu’da birbiri ardına kurulmaya başlayan beylikler Miryakefalon Zaferi’nin müjdecisidir.
1071’de Danişmendliler, 1072’de Saltuklular, 1080’de Mengücekliler, 1081’de Çaka Beyliği ve 1102’de Artuklular; Anadolu topraklarında kurulan ilk beylikler olmuştur. Ayrıca 1077’de Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuştur. Bu gelişmeler özellikle Harezm ve İran coğrafyasından gelen Türk göçlerinin önünü açmıştır.
Türk beylikleri ve Anadolu Selçukluları kısa sürede hızlı bir kalkınma ve teşkilatlanma başarısı göstermiştir. Türkçe yaygınlaşmış, Anadolu ağızları çeşitlenmiştir. Özellikle Dorileon Savaşı sonrasında Anadolu Selçuklularının Haçlılarla verdiği başarılı mücadele Türklerin İslam dünyasında da büyük sempati kazanmasını sağlamıştır. Ayrıca bu dönemde Anadolu’da birçok kervansaray, cami ve medrese inşa edilmiştir. Örneğin bugün 1102-1409 arasında yaşamış bir beylik olan Artukluların sadece Mardin’de bıraktığı yüzlerce eser mevcuttur.
Moğol istilasının Anadolu’nun Türkleşmesi üzerindeki etkisi
13. yüzyılda Moğol baskınları sonucunda Anadolu tam bir kaos ortamına sürüklenmiş, büyük veba salgını da bu kaosun boyutunu daha da artırmıştır. Ancak Moğollardan kaçan Türklerin kitleler hâlinde Anadolu’ya yönelmesi, Anadolu’daki Türk nüfusunu ciddi oranda artırmıştır. İşte bu durum Orta Asya’da oluşan Türk-İslam irfanının Anadolu’ya taşınmasını sağlamıştır.
Kısacası kötü bir tarihî deneyim olan Moğol istilasının Anadolu’nun Türkleşmesine olumlun katkıları vardır.
Edip Ahmet Yüknekî ve Hoca Ahmet Yesevî gibi erenlerin yolundan giden Yunus Emreler, Hacı Bektaşlar; Anadolu’nun Türkler için bir gönül coğrafyası olmasını sağlamıştır. Böylelikle Oğuz Türkleri, kadim ve destansı Dede Korkut anlatısının yanında yeni bir edebî iklimle tanışmıştır.
Kaynakça
Ayönü, Y. (2009). Dördüncü Haçlı Seferi’nin Batı Anadolu’nun Türkleşme Sürecine Etkisi. Tarih İncelemeleri Dergisi, 24(1), 5-20.
Kıran, A. (2020). Malazgirt Savaşı, Sultan Alparslan ve Diyojen. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 8(2), 405-418.
Köymen, M. A. (1986). Selçuklular ve Anadolu’nun Türkleşmesi meselesi. Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Dergisi, (1), 21-35.
İlk yorum yapan siz olun