Sessiz Gemi şiiri poetik şiir incelemesi bağlamında Türk edebiyatındaki en güzel sembolist şiirlerden biridir. Yahya Kemal Beyatlı tarafından aruz vezniyle yazılan Sessiz Gemi şiiri, saf şiir anlayışının güzel örneklerindendir. Sessiz Gemi şiirinin hikayesi, Nazım Hikmet’e kadar uzanan trajik bir temele uzanır. Yahya Kemal’in Nazım Hikmet’in annesini sevdiği ama Celile Hanım’ın evlilik isteğine karşı Yahya Kemal’in ayrılmayı seçip bu şiiri yazdığı iddia edilmektedir. Sessiz Gemi şiirinin teması ise ölüm karşısındaki çaresizlik yani özlemdir.
Şiir sembolist Fransız şiir geleneğinden izler taşımaktadır (Yaşar, 2007). Şiir ontolojik varlık tabakaları üzerine inşa edilmiş, varlık ve ölümü derin bir anlam evreninde değerlendirmiştir (Bayram, 2003). İşte belki de bu yüzden şiir, insan hayatının kırılgan zıtlıkları üzerine inşa edilmiştir. Bu zıtlıklar mündemiç bir sembolle çağrışım evrenine sunulmuştur. Bu sembol meçhule giden “sessiz gemi”dir. Şiirde gemi temsili istiare örneği oluşturur.
Sessiz Gemi Şiiri İncelemesi ve Şiirdeki Söz Sanatları
Sessiz Gemi, Türk edebiyatında neo-klasik tarzın en büyük temsilcisi olan Yahya Kemal Beyatlı’ya aittir. Eser hem klasik Türk zevkini hem de Fransız sembolizmini yansıtır. Şair, şiirde ölüm temasına Türk düşüncesinin derinlikli imgeleriyle yaklaşmıştır. Bununla birlikte şiir tekniği ve ontolojik çağrışımlar Fransız sembolizmine yakınlaşmıştır. Şiirde en dikkat çekici söz sanatı temsili istiaredir. Nitekim şiirin tamamında “gemi” kelimesi “tabut”u çağrıştıracak şekilde kullanılmıştır. Aynı zamanda neredeyse her beyitte birbiriyle ilişkili ve tenasüp oluşturan kelimeler vardır.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
“Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan” beytinde söz sanatı olarak açık istiare ve kapalı istiare kullanılmıştır.
Şair zamandan demir almak ifadesi ile ölüm vaktinin geldiğini belirtmektedir. Yani burada zaman kelimesi yaşadığımız dünyadır. O yüzden burada açık istiare yapılmıştır. Ayrıca ölüm demir almak olarak nitelendirilmiş yani gemiye benzetilmiştir. Ancak gemiden bahsedilmediği için kapalı istiare yapılmıştır. Şiirin ikinci dizesinde meçhule giden gemi tabuttur. Liman ise insanların ölüyü uğurlamak için toplandıkları bu dünyadaki son duraktır. Yani bu dizede de süreğen bir istiare çeşitliliği vardır.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Şiirin ikinci beytinde ilerleyen geminin hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce yol aldığı söylenir. Burada tabutun durumu betimlenir. Çünkü tabutun içinde aslında bir kişi vardır ama canlı olmadığı için tabut sessizce ilerler. Eskiden gemi yolculuğuna çıkacak kişilerin rıhtımdaki sevenleri tarafından mendil sallanarak uğurlandığı bilinmektedir. Ama Türk cenaze geleneğinde cenaze törenlerinde sessiz olunması icap eder. İşte bu yüzden Türk cenazelerinde mendil ya da el sallama yoktur. Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol denilirken bu duruma bir gönderme vardır.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Şiirin üçüncü beytinde ölen kişiden ziyade kalan sevenlerin durumu betimlenmektedir. Burada rıhtımda kalanlar açık istiare yoluyla ölen kişinin sevdiklerini karşılamaktadır. Ayrıca beyitte ki siyah ufuk, özlemi çağrıştıran bir açık istiaredir. Gözleri nemli sözü bir deyim olduğu için burada irsalimesel sanatından da yararlanılmıştır.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Sessiz Gemi Şiiri İncelemesi, Tahlili İkinci Bölüm
Dördüncü beyit bir nida ile yani seslenme ile başlar. Burada ölümün herkes için geçerli olduğu ne giden son gemidir bu sözleri ile ifade edilmektedir. Diğer dizede ise hayatın içerisinde ölümden başka matemlerin de olduğu dile getirilmiştir. Ayrıca biçare, hicranlı ve matem kelimeleri ile tenasüp sanatı yapılmıştır.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Beşinci beyitte şair ölen kişilerin bir daha sevdiklerine geri dönemeyeceklerini belirtmektedir. Burada sevilmiş, seven, sevgili kelimeleri ile iştikak sanatı vardır. Çünkü bu kelimeler aynı kökten türemiştir.
Bu beytin bir diğer özelliği “dünyada” kelimesi dışındaki bütün sözcüklerin ince ünlüler taşımasıdır. Bu durum, sevgi ve üzüntü gibi ince duyguların daha naif ifadesi amacıyla oluşturulmuştur.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Şiirin son beytinde ölen kişilerin bir daha geri dönmeyeceği terdit sanatından yararlanılarak belirtilmiştir. Terdit, şiiri umulmayacak ve şaşırtıcı bir şekilde bitirmeye denir.
Sessiz Gemi Şiirinin Konusu
Sessiz Gemi şiirinin konusu ölüm sonrasında geride kalanların yaşadığı acıdır. Türk edebiyatında ölüm teması, genel olarak yolculuk motifi üzerinden işlenmiştir. Bunun en önemli nedeni gerek Göktanrı inancında gerekse İslam dininde ölümün bir son olmadığı, bir döngünün süreğen bir parçası olduğu düşüncesidir. Hatta bu durumu anlatmak için halk şiirinde devriyeler yazılmıştır.
Türk edebiyatında ölüm denilince tabut motifi de geleneksel olarak açık istiare içerir. Sessiz Gemi şiirinin incelemesi bağlamında tabut “gemi” olarak eşlenirken diğer şiirlerde farklı binek araçlarına tabut görevi verilmiştir. Örneğin Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek ve Ahmet Muhip Dıranas şiirlerinde tabut, attır.
Gemi de Türk ve dünya edebiyatında sıkça kullanılan sembollerdendir. Geminin rıhtımdan yavaş yavaş uzaklaşması, ayrılık ve ölüm temasını ima etmektedir. Nitekim Salim Çonoğlu edebî alandaki gemi motifini şu şekilde açıklamaktadır:
Tüm dünya edebiyatlarında edebiyat, insan ve gemi arasında önemli bir ilişki vardır. Bu bağlamda, Türk edebiyatında da yüzyılların biçimlendirdiği bu ilişkinin modern şiirde de sürdürüldüğü görülmektedir. Gemi ya da gemi yolculuğu, içerisinde çok farklı anlamlar barındıran bir mecaz olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.
Salim Çonoğlu
Sessiz Gemi Hangi Döneme Aittir?
Sessiz Gemi, öz şiir özellikleri gösteren sembolik bir eserdir. Bu açıdan 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Türk edebiyatında hâkim olan öz şiire (saf şiir) dâhil edilir. Yahya Kemâl, Kurtuluş Savaşı yıllarında ülkenin kurtuluşuna destek vermek için Ankara hükûmetinin yanında yer almıştır. Ancak o hiçbir zaman Millî Edebiyatçılar gibi romantik Anadoluculuk yapmamıştır. İşte bu yüzden onu Millî Edebiyat Dönemi sanatçısı saymak yanlıştır. O, millî hisleri imparatorluk kültürü üzerinden tüm ihtişamıyla anlatmıştır.
Kısacası Sessiz Gemi şiiri, kökleri tâ Servetifünun’a dayanan ve Cumhuriyet Dönemi’nde de Yedi Meşalecilerle devam eden “sembolist dönem” şiirinin bir örneğidir. Eser, özellikle içerdiği incelikli metaforlar ile Türk edebiyatının en güzel şiirlerinden biridir.
Kaynakça
Bayram, Y. (2003). Ontolojik analiz metodu ve bir uygulama. Yom Sanat, 12, 12-15.
Törenek, M. (2005). Yol ve Yıolculuk Benzetmeleri Bağlamında Şiirimizde Ölüm. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 12(28), 129-143.
Yaşar, H. (2007). “Sessiz Gemi’nin Sembol ve Fransız Tesiri Açısından İncelenmesi”, Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi.
[…] Sessiz Gemi Şiiri İncelemesi, Şiirdeki Söz SanatlarıSessiz Gemi Şiiri İncelemesi, Şiirdeki Söz Sanatlarıyonetici1 tarafındanSessiz Gemi şiiri poetik şiir incelemesi bağlamında Türk edebiyatındaki en güzel sembolist şiirlerden biri olarak kabul edilir. Şiir Yahya Kemal Beyatlı tarafından aruz vezniyle yazılmıştır…. […]
[…] Sessiz Gemi Şiiri İncelemesi, Şiirdeki Söz SanatlarıSessiz Gemi Şiiri İncelemesi, Şiirdeki Söz Sanatlarıyonetici1 tarafındanSessiz Gemi şiiri poetik şiir incelemesi bağlamında Türk edebiyatındaki en güzel sembolist şiirlerden biri olarak kabul edilir. Şiir Yahya Kemal Beyatlı tarafından aruz vezniyle yazılmıştır…. […]