İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ali Şir Nevai ve Eserleri – Edebi Kişiliği, Mesnevileri

Ali Şir Nevai, Çağatay sahasında yetişen ve Türk edebiyatında birçok ilke imza atan büyük bir şair, düşünür ve devlet adamıdır. 9 Şubat 1441’de doğmuş ve 3 Ocak 1501’de vefat etmiştir. Türk edebiyatındaki ilk hamse ve ilk şairler tezkiresi Ali Şir Nevai’ye aittir. Peki, Ali Şir Nevai’nin eserleri ve Türk edebiyatındaki önemi nedir?

Kısaca söylemek gerekirse Ali Şir Nevai, Türk dünyasının ilkleri gerçekleştiren figürlerindendir. Yazdığı Mahzenü’l-esrar (Gizemlerin Hazinesi), Hüsrev ü Şirin, Leyla vü Mecnun, Heft Peyker (Yedi Suret) ve İskender-nâme adlı mesnevileriyle tanınır. Ayrıca Muhakemetü’l-Lugateyn‘de Türkçenin Farsçadan üstünlüğünü savunmuştur. Şairlerin hayat hikâyelerinin anlatıldığı Mecalisü’n-Nefais ilk tezkiremizdir. Nevai, bugün Özbekistan’a millî bir kahramandır.

Ali Şir Nevai, Türk edebiyatının en büyük isimlerindendir.

1. Ali Şir Nevai’nin Hayatı

Ali Şir Nevai, 1441’de şu anda Afganistan’ın kuzeybatısındaki Herat’ta doğdu. Onun yaşamı boyunca Herat, Timur İmparatorluğu tarafından yönetildi ve Müslüman dünyasının önde gelen kültürel ve entelektüel merkezlerinden biri oldu.

Ali Şir Nevai, Timurlu seçkinlerin emir (veya Farsça Mīr) sınıfına mensuptu. Nevai’nin babası Kiçkine ise Horasan hükümdarı Şahruh Mirza’nın sarayında yüksek rütbeli bir subay olarak görev yaptı. Babası Nevai henüz çocukluk çağlarındayken öldü. Böylelikle Horasan’ın bir diğer hükümdarı Babür Mirza onun vasisi oldu.

Nevai, sonraları Horosan tahtına geçecek olan Hüseyin Baykara’nın okul arkadaşı idi. daha sonra Horasan emiri olacak Hüseyin Baykara’nın okul arkadaşıydı. Şahruh Mirza’nın ölümü üzerine Nevai, ailesi ile birlikte Herat’ı terk etti. Ancak bu kısa bir ayrılıktı. Aile üç yıl sonra Horosan’a geri döndü.

1456’ya gelindiğinde Nevai, Hüseyin Baykara ve Baysungur ile birlikte Meşhed’e hareket etti. Burada Baysungur vefat etti. Bunun üzerine Hüseyin Baykara devlet yönetiminde nüfuz kazanmak amacıyla Herat’a yöneldi. Bir yıl sonra da Herat’ı ele geçirdi. Baykara, siyasi güç kazanma peşinde gezerken Nevai, Meşhed ve Semerkant’ta bilim ve edebiyat üzerine çalışmalar yürüttü.

Hüseyin Baykara, Herat’ı ele geçirir geçirmez çocukluk arkadaşı Nevai’yi buraya davet etti. Onlarca yıl Nevai’nin de desteğiyle Herat’ı yönetti. Nihayetinde Nevai, Herat’ta öldü ve buraya gömüldü.

Nevai, evlenmedi ve çocuk sahibi olmadı. Ayrıca döneminin şartlarına uygun olarak cariye sahibi de olmadı. Hayatını tam anlamıyla bilim ve sanata adadı.

Nevai bugün özellikle Özbekistan’da millî bir simge durumundadır. Hatta bu ülkenin sınırları içerisinde bulunan Kermine‘nin adı 1958’de Nevai olarak değiştirilmiştir. Bugün Nevai şehri, 134.000 nüfusa sahiptir.

1.1. Hüseyin Baykara ve Ali Şir Nevai

Genç yaşlarından itibaren şiire karşı büyük bir yeteneği olan Ali Şir Nevai, döneminin önemli şairlerinden Kemal Turbati’nin dikkatini çekmiştir. Daha sonra büyük âlimlerden dersler almış, iyi bir eğitim görmüştür. Ali Şir Nevai, 1469’a kadar Herat coğrafyasında yaşanan iç savaş nedeniyle buradan uzakta yaşamıştır.

Hüseyin Baykara’nın Horasan tahtına geçmesiyle birlikte Ali Şir Nevai de Herat’a gelmiş ve Hüseyin Baykara ile yakından çalışmaya başlamıştır. Bu dönemde birçok devlet görevinde bulunmuş hatta valilik yapmıştır. Bu süreçte maddi olarak da rahat bir yaşama kavuşan Nevai; 1480 ile 1500 yılları arasında birkaç medrese, 40 yolcu dinlenme yeri, 17 cami, 10 han, 9 hamam ve 9 âdet köprü inşa ettirmiştir. Bu imar çalışmaları o dönemin şartları düşünüldüğünde sultanların faaliyetleriyle karşılaştırılabilecek ölçüde fazladır.

Ali Şir Nevai, 1469’dan 1472’ye kadar bir devlet içerisinde damgacı ve 1472’den 1476’ya kadar ise vezir görevlerinde bulundu. 1487’den 1488’e kadar valilik yaptı. Hüseyin Baykara ile arasının soğuk olduğu dönemler yaşansa da genel itibarıyla Baykara onu daima kendine çok yakın tuttu, her konuda ona danıştı ve ona çok değer verdi. Çağatay sahasında yüksek bir kültür sahasının oluşması, bu ikilinin azim ve çabaları sonucu gerçekleşti.

2. Ali Şir Nevai’nin Edebî Kişiliği ve Eserleri

Ali Şir Nevai, şiiri her şeyin üzerinde tuttu. Yüksek devlet görevlerinde bulunsa da edebiyat onun için hep en imtiyazlı alan oldu. Döneminin edebiyat çevresinde de bir üstat olarak kabul edildi. Büyük İran şairi Camî ile birlikte döneminin en büyük edebi kabul edildi.

Hüseyin Baykara, sanata değer veren ince yürekli bir emirdi. Baykara, Herat’ı bir sanat merkezi hâline getirken en büyük yardımcısı Ali Şir Nevai idi.

Şair küçük yaşlarından itibaren şiirler yazmaya başlamıştı. Bu şiirlerini “Bedâyi’ül-Bidâye” (Güzelliğin Başlangıcı) adıyla yayımladı. Şair bu kitabında ilk gençlik döneminde yazdığı şiirlere yer verdi.

Nevai, daha sonra “Nevâdirü’n-Nihâye” (Sonsuzluğun Nadirlikleri) adlı kitapta kendisinin de beğendiği şiirlerine yer verdi. Ardından Vakfiyye adlı eserini kaleme aldı. Nevai, artık edebiyat alanında sözü geçen bir üstat hâline gelmişti. Döneminin beklentilerine uygun olarak artık mesneviler kaleme alması gerekiyordu. Böylelikle Türk edebiyatındaki ilk hamseyi meydana getirdi.

2.1. Ali Şiir Nevai’nin hamsesinde yer alan mesneviler

Nevai, bir hamse kaleme almayı kafasına koymuştu. Bu amaçla Nizami’nin Penç Genç adlı hamsesini kendisine model aldı. Böylelikle şu mesnevileri yazdı:

  1. Mahzenü’l-esrar (Gizemlerin Hazinesi),
  2. Hüsrev ü Şirin,
  3. Leyla vü Mecnun,
  4. Heft Peyker (Yedi Suret),
  5. İskender-nâme.

Divan edebiyatında ilk hamse sahibi şair Ali Şir Nevai’dir. Nitekim onun sanatının doruk noktasını bu hamse oluşturur. Nevai, bu eseriyle Fars diliyle Nizami tarafından yazılan hamseye meydan okumuş; Türkçe ile de devasa boyutlu bir mesnevi külliyatı meydana getirmenin mümkün olduğunu kanıtlamıştır. Nevai ayrıca eserinde Nizami’den etkilendiğini açıkça yazmaktadır.

2.2. Ali Şir Nevai’nin Divanları

Nevai, mesnevilere yöneldiği dönemin ardından yeniden şiirlerini topladığı divanlar yayımlamaya başladı. Çocukluk yıllarında yazdığı şiirleri Gara’ibü’s-Sıgar (Çocukluğun Gariplikleri) adı altında topladı. Türkçe şiirlerinden en güzellerini topladığı ve divanlarının genel adı olan Hazainü’l-Maani böylelikle ortaya çıktı.

Hazainü’l-Maani şu dört divanlardan oluşmaktadır:

  1. Gara’ibü’s-Sıgar,
  2. Nevadirü’ş-Şebab,
  3. Bedâyi’ül-Bidâye (Bedâyi’ül-Vasat olarak da bilinir.)
  4. Fevaidü’l- Kiber.

2.3. Mecalisü’n-Nefais

Ali Şir Nevai, ömrünün son demlerinde Türkçenin ilk şair tezkiresini hazırlamayı kendine bir görev bildi. O, yaşlılık döneminde taht mücadeleleri ile sarsılan Herat’ta bir taraftan hakem görevi görmeye çalışırken bir taraftan da Mecalisü’n-Nefais’i yayımlamaya çalışıyordu.

1498’de Türk dilinin ilk şair tezkiresi olan Mecalisü’n-Nefais’i yayımladı. Eserde toplam 459 şairin yaşam öyküsü ve şiirleri yer alıyordu.

2.4. Muhakemetü’l-Lugateyn

Muhakemetü’l-Lugateyn, Ali Şir Nevai’nin Türkçe sevgisini gösteren önemli bir eserdir. Şair bu eserde, dönemindeki Türk lehçelerinin sözcük ve gramer özelliklerini; kültür, sanat ve bilim dilini Farsça ile kıyaslamıştır. Böylelikle Türkçenin gerçek bir kültür dili olduğunu kanıtlamıştır.

Türkçe sevgisinin bir tezahürü olan Muhakemetü’l-Lugateyn’de Nevai, Türkçenin birçok açıdan Farsçadan daha üstün olduğunu dile getirmiştir.

Nevai, Muhakemetü’l-Lugateyn ile Türkçenin kelime haznesine de büyük katkılar sağladı. Eser ile birçok Türkçe kelimeyi ölçünlü dile kazandırdı. Daha önce kullanılmış kelimeler için yeni anlam katmanları açtı. Kaşgarlı Mahmut’tan sonra Türk lehçelerinin gramerinin bilimsel temelini attı. Türk halklarının dilinin sanatsal ve estetik potansiyelinin genişlemesine katkıda bulundu.

2.5. Mizanü’l-Evzan

Nevai, Türkçeye aruzun nasıl daha başarılı uygulanacağı hususunda Mizanü’l-Evzan adlı eserini yayımlamıştır. Nitekim bu eser, Türkçenin Farsça gibi aruzla uyumlu şekilde kullanılmasının mümkün olduğunu kanıtlamıştır.

Mizanü’l-Evzan, özellikle, Türkçenin aruz kullanımı hususunda ortaya koyduğu öneriler sebebiyle önemli bir eserdir.

2.6. Münacaat

Nevai’nin içindeki Allah sevgisini betimlediği bu eser, Türk edebiyatı içinde önemli bir yere sahiptir. Nitekim bu eserde sanatçı yaşadığı dönemdeki pişmanlık ve hayıflanmalarını da anlatır. Bu açıdan Münacaat bir “pişmanlık kitabı” olarak da nitelendirilir.

Sanatçı bu eseri ilerleyen yaşlarında kaleme almıştır. Ayrıca Batılıların da ilgisini çeken eserin Rusça ve İngilizce çevirileri de mevcuttur.

Özet
Ali Şir Nevai – Edebi Kişiliği, Mesnevileri ve Eserleri
Başlık
Ali Şir Nevai – Edebi Kişiliği, Mesnevileri ve Eserleri
Açıklama
Ali Şir Nevai, Çağatay sahasında yetişip Türk edebiyatında eserleri ve mesnevileriyle tanınan büyük bir şair, düşünür ve devlet adamıdır.
Yayımcı
Simit Çay
Yayımlayan
Simit Çay Edebiyat Etkinlikleri
Logo

3 Yorum

  1. […] Ali Şir Nevai – Edebi Kişiliği, Mesnevileri ve EserleriAli Şir Nevai – Edebi Kişiliği, Mesnevileri ve Eserleriadmin tarafındanAli Şir Nevai (9 Şubat 1441, 3 Ocak 1501), Çağatay sahasında yetişen ve Türk edebiyatında birçok ilke imza atan büyük bir şair, düşünür ve devlet… […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir