Divan edebiyatı geleneğinde şiire ahenk sağlaması için kullanılan aruz ölçüsü nedir, niçin kullanılır? Nitekim aşağıda aruz ölçüsü örnekleri, en çok kullanılan kalıpları ve aruz vezninin tarihçesini öğrenebilirsiniz.
Aruz, Arap edebiyatından başlayarak İslami klasik edebiyatlara yayılan hece denkliğine dayalı bir şiir ölçüsüdür. Bu ölçüye göre ünsüz ile biten heceler “kapalı”, ünlü ile biten heceler ise “açık” hece kabul edilir. Ayrıca sonu uzun ünlü ile biten heceler de “kapalı”dır. Nitekim aruza uygun şiir yazmak için şiirin her dizesinde açık ve kapalı hecelerin aynı sırada olması gerekir.
Türk edebiyatında aruz divan edebiyatı ile Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati dönemlerinde kullanılmıştır. Türkçülük fikrinin öne çıktığı Millî Edebiyat ile birlikte aruz sona etmeye başlamıştır. Millî Edebiyat, tarihin her döneminde Türkler tarafından kullanılan millî ölçümüz hece ölçüsüne önem vermiştir.
Aruz ölçüsü örneği:
Şimdi “kalem” kelimesini düşünelim. Bu kelime hecelerine “ka-lem” diye ayrılır. Burada ilk hece ünlü ile bittiği için açık, ikinci hece ise ünsüz ile bittiği için kapalıdır. Öyleyse ilk dizesi “kalem” şekliyle başlayan bir şiirin ikinci dizesi açık+kapalı hece barındıran “gü-neş, ya-rım, çâ-re” gibi kelimeler ile başlayabilir.
Aruzun en çok kullanılan kalıpları genellikle feilâtün ( fâilâtün ) / feilâtün / feilâtün / feilün (fa’lün) gibi karışık kalıplardır. Yine İstiklal Marşı da yukarıdaki kalıpla yazılmıştır.
Aruz vezni eskiden beri Arap halkları arasında kullanılan bir ölçüdür. Fakat 8. yüzyılda yaşayan ünlü Arap bilgini ve filoloğu El-Halil aruzu sistemli hâle getirmiştir.
Aruz ölçüsüne Araplar ilmü’ş-şiir yani şiirin bilimi adını verir. Çünkü klasik Doğu edebiyatlarında aruz şiirin en kıymetli parçasıdır. Aruzsuz şiir düşünülemediği gibi aynı zamanda aruz şiirin en nitelikli ve bilimsel yönü olarak algılanır.
Aruz üzerine yapılan kadim çalışmalar neticesinde, şiire güzel bir ahenk sağladığı düşünülen kalıplaşmış açık ve kapalı hece listeleri oluşturulmuştur. Bunlar fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün örneğindeki gibi aynı kökten türeyen mefâîlün, fa’lün ve müstef’ilâtün gibi tefile adı verilen kelimelerin birleşmesiyle oluşturulur.
Kelimeleri aruz ölçüsüne uydurmak bazen zor olabilir. Bu durumda devreye aruz kuralları girer.
İmale, normalde kısa olan bir hecenin uzun okunmasıdır. Zihaf ise bunun tam tersidir. Yani zihaflı heceler, aslında uzun olmalarına rağmen kısa okunmaktadır.
Zihaf bir aruz kusurudur. İmale ise Fuzuli gibi usta şairlerin şiirlerinde olduğu gibi ahenge hizmet etmesi maksadıyla bilinçli kullanılmışsa bir sorun teşkil etmez.
Vasıl yani ulama, ünsüz ile biten bir sözcükten sonra ünlü ile başlayan bir kelimenin gelmesidir. Vasıl sayesinde iki kelime ortak bir hecelemeye kavuşmaktadır. Örneğin ev ahalisi tamlaması vasıl ile okunursa yeni heceleme şu şekilde olur: e-v a-ha-li-si vb.
Aruzda bir hecenin ünlüsünü inceltmeye tahfif ya da kasır denir. Divan edebiyatında mah ve şah kelimeleri kasırlıdır. Yani bu kelimeler meh ve şeh şekline döner.
Bazen vezin gereği ünsüz harf şeddelidir. Bu durum teşdit adını alır. Örneğin teşdit kullanıldığı zaman ümid kelimesi ümmid şekline dönüşür.
APA 7 Atıf Sistemi, Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological Association) tarafından geliştirilen bir kaynak gösterim… Daha Fazla
Brezilya’dan Japonya’ya İnsan Manzaraları, farklı coğrafyalarda yaşayan insanların hayatlarını, kültürlerini ve hikâyelerini bir araya getiren… Daha Fazla
10. Simit Çay Edebiyat Etkinlikleri Şiir Yarışması, dünyanın dört bir tarafından ve farklı geçmişlerden gelen… Daha Fazla
Tarih, edebiyat ve kurmaca kavramları birbirleriyle derin bir ilişki içinde olan, ancak her biri farklı… Daha Fazla
Tatilde deniz suyunun sıcak olmasını tercih edenler için Türkiye, birbirinden güzel plajları ve sıcak deniziyle… Daha Fazla
Emir Timur, Türk kökenli büyük bir savaşçı ve devlet adamıdır. Bununla birlikte, etnik geçmişinde Moğol… Daha Fazla