Leyla Erbil tarafından yazılan Tuhaf Bir Kadın romanı, konusu itibarıyla feminist bir çizgiye sahiptir. Şimdi gelin eleştirmenimiz Seval Yılmaz’ın kaleminden romanın edebî dokusu hakkında yazılan makaleyi inceleyelim.
Leyla Erbil külliyatı okumalarım kapsamında bu ay Tuhaf Bir Kadın’ı okudum. 1971 yılında yayımlanan roman, aynı zamanda Erbil’in ilk romanı. Eserlerinde “edebiyatın sınırlarını zorlayan” bir yazar Erbil.
Yazarın şimdiye kadar okuduğum iki öykü kitabı da gerçekten de türüne münhasır örneklerdi. Erbil, bu ilk romanında da okuru şaşırtmayı başarıyor. Roman; “Kız”, “Baba”, “Ana” ve “Kadın” olmak üzere dört bölümden oluşuyor. Diğer bölümlere nazaran uzunca olan ilk bölümde kadının toplum içindeki yönü sorunsallaştırılıyor. Bilhassa kadının Türk aydını arasındaki yeri ve Türk aydınının kadına bakışı ironik ve bir nevi agresif bir dille anlatılıyor. Bu bölümdeki geleneksel anne figürü öne çıkıyor.
Romanın bir sonraki bölümünde adının Nermin olduğunu öğrendiğimiz “kız”, annesini “zar bekçisi” olarak nitelendiriyor ve bu vesileyle yazar, Nermin vasıtasıyla kadının toplum içindeki konumuna radikal ve sert bir eleştiri getiriyor. Yazar, kadının o zamanlar toplumdaki yerini portreleştirerek anlatıyor, ki bu da yazarın, okurun da sevdiği, didaktik olmayan dilini vurguluyor. Bu yönüyle bu romanın da feminist bir söyleme sahip olduğunu düşünüyorum. Kadın temasının, yazarın daha önce okumuş olduğum iki öykü kitabında da ortak olduğunu gözlemledim aynı zamanda. İkinci bölümde de ilginç bir kişinin romandaki hayaletini görüyoruz: Mustafa Suphi, ki daha önce maalesef varlığından haberdar olduğum bir şahsiyet değildi. Bilenler biliyordur ancak bilmeyenler de eğer Mustafa Suphi’nin hayatını araştırırlarsa eminim benim kadar şaşıracaklardır zira farklı ve ilginç bir hayatı var Mustafa Suphi’nin. Tam da “romanlara konu olacak türden” dediğimiz hayatlardan. Daha önceki araştırmalarımdan solcu ve aktivist olduğunu bildiğim yazarın politik görüşüne uygun bir karakter olduğunu düşünüyorum M. Suphi’nin. Belki de şimdiye kadar üzerinde çok durulmamış ve aydınlatılmamış bir konudur.
Ana başlıklı üçüncü bölüm ise oldukça kısa olmasına rağmen oldukça çarpıcı. Toplumun “komünistlere” bakış açısını yansıtır nitelikte.
Bu kez evlenmiş, çocuğu olmamış, başlarda mutlu görünen, âşık, tutkulu bir kadın olarak görüyoruz Nermin’i. Küçük burjuva yaşantısını terk ederek gecekondu mahallesine taşınarak halkın arasına karışmaya ve halkı kendince bilinçlendirmeye çalışan bir kadın. Halktan “canım halk” diye bahsediyor Nermin ve kendini onlara adıyor ancak bu dönemde kocası tarafından terk edilince adeta bir boşluğa düşüyor.
Mustafa Suphi’yi kadın formunda âdeta yeniden yaratıyor Erbil. Yazar yine bu bölümde evlilik, aşk, kadın, cinsellik, komünizm, halk, burjuva yaşantısı gibi konuları sorunsallaştırıyor. Politik görüşüne ve duruşuna da bir parça aşina olduğum Erbil’in yaşamının da bu kitapla örtüştüğünü düşünüyorum. Bu yönüyle özyaşamöyküsel izler taşıyan bir roman olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Nermin’in dönüşümünü, evrimini ve değişimini de gözlemleyebildiğimiz için bir bildungsroman etkisi de gözlemledim ancak yazarın öyle kendine has bir kalemi var ki, eserlerini belli bir türe ve kalıba sokmak pek mümkün olmuyor. Erbil de “canım insanlar” diyen Oğuz Atay gibi politik görüşlerini okurun gözüne sokup mesaj kaygısı gütmüyor ve didaktik bir dil/söylem kullanmadığı için de göze batmıyor ve seviliyor. Yalnız Erbil’in dili ve eleştirileri öyle sert ki insan okuyunca sarsılıyor ve düşüncelere gark oluyor. Farklı kitaplar okumak isteyenlere naçizane tavsiyemdir. Keyifli okumalar.
Mutlu günler 🌞
Eleştirmen: Seval YILMAZ
İzmir'in Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti giriş ücreti 2022 yılında 120 Türk lirasıdır. Antik… Daha Fazla
Birkaç ay boyunca Buhara'da yaşamış biri olarak sizin için Buhara'da yemek yenecek en güzel 5… Daha Fazla
Geleneksel olarak düzenlediğimiz şiir yarışmamızı titiz bir inceleme ile nihayete erdirmiş bulunuyoruz. "9. Simit Çay… Daha Fazla
Ücretli ve ücretsiz kamp hizmetleri ile Akyaka kamp alanları gezginler için birçok imkân barındırıyor. Kamp… Daha Fazla
Mağaralı Koy, Finike'den Demre'ye ulaşan kara yolu üzerinde bulunan çok sayıda koydan belki de en… Daha Fazla
Dünya tarihindeki en güçlü imparatorluk nedir sorusu, tarihle ilgilenen herkesin merakını uyandırır. Bu soruya objektif… Daha Fazla
Yorumlar