Yaban, 1932 yılında Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan ve konusu Kurtuluş Savaşı olan Millî Edebiyat geleneğine bağlı tezli romandır. Yaban romanı, teması ve çatışması bakımından halk ve aydın arasındaki kopukluğu işler. Teması ise cahilliğin bir milletin geleceğini karartacak kadar tehlikeli olduğudur. İşte bu yazıda aydın ve halk kitlelerinin arasındaki çatışmayı en güzel anlatan romanlardan birini retorik ve tematik roman incelemesi tekniği ile ele alacağız. Ayrıca Yaban romanının özet olay örgüsünü sizinle paylaşacağız.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na ait bir eser olan Yaban romanı, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki Türk köylüsünü ele alır. Türk köylüsü ile aydın kesim arasındaki kopuşu en güzel şekilde betimler.
Yaban, Kurtuluş Savaşı’nı anlatan romanlardandır. Ayrıca Millî Edebiyat Dönemi geleneğini Cumhuriyet Dönemi’nde sürdüren tezli roman türünde bir eserdir. Ahmet Celal karakteri eserde Türk aydınını temsil eder.
Yaban Romanının Konusu ve Teması Nedir?
Yaban romanı, toplumda aydınların halka yabancılaşmasının ve onu ihmal etmesinin ne gibi sonuçlar doğuracağı temasını en güzel bir dille anlatan realist bir romandır. Nitekim Yaban romanının konusu Kurtuluş Savaşı yıllarında Türk aydını ve köylüsünün durumudur.
Eserde realizm akımının etkileri görülür. Çünkü diğer Millî Edebiyat temsilcilerinin aksine Yakup Kadri, Anadolu’yu kayıtsız şartsız öven romantik bir tutum takınmaz. Onun için Anadolu yıllarca devlet ve aydınlar tarafından unutulan, cahilliğe terk edilen bir hazinedir. Aslolan Anadolu insanının içerisindeki gerçek özü ortaya çıkarmak ve Anadolu’yu kalkındırmaktır. Bu durumun anlatımı örtük iletilerle vücut bulur.
Eserde Yakup Kadri, Türk aydınını zeytinyağına benzetir. Ahmet Celal karakterine şu unutulmaz sözleri söyletir:
Lakin işte görüyorum ki, bir çanak suda bir damla zeytinyağı gibiyim. Ne karışıyorum ne de dibe çökebiliyorum.
Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
İşte Türk köylüsünün çaresizliğine yol kapı aralayan Türk aydınının hazin durumu budur. Aydınlar ya halktan tamamen kopuktur ya da halkın seviyesine inip halkla iletişime geçmekte zorlanırlar.
Yakup Kadri, Anadolu’nun aydınlar tarafından yapayalnız bırakılmasına sadece üzülmez. O aynı zamanda bu duruma büyük bir öfke duyar. Nitekim romanda realizmin sınırlarının gevşeyip âdeta romantik nutukların bulunduğu pasajlar vardır. Bu bölümler Anadolu köylüsü ve Türk aydınının açık bir dışavurumudur.
Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı; aydınlatamadın. Bir vücudu vardı; besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu, hayvani duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi bitti. Şimdi, elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki, ne biçeceksin?
Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Aydınların ve Gençlerin Milletlerine Karşı Sorumluluklarının Nelerdir?
Yaban romanında çizilen Anadolu portresi, Mustafa Kemal’in Anadolu’nun mutlak surette kalkınmasına verdiği önemin bir bildirgesi gibidir. Çünkü aydınların ve gençlerin milletlerine karşı sorumluluklarını unuttuğu bir ortamda kırsal kalkınmadan bahsetmek hayalciliktir. Köyün ve köylünün kalkınması bilimsel veriler ve sosyolojik çalışmalar ile ele alınması gereken bir mevzudur. Nitekim Atatürk bu hususta şunları söylemiştir:
Aydınlarımız milletimi en mutlu millet yapayım derler. Başka milletler nasıl olmuşsa onu da aynen öyle yapalım derler. Fakat düşünmeliyiz ki, böyle bir görüş hiçbir devirde başarılı olmuş değildir. Bir millet için mutluluk olan bir şey diğer millet için felâket olabilir. Aynı neden ve şartlar birini mutlu ettiği halde diğerini mutsuz edebilir. Onun için bu millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, gelişmelerinden yararlanalım, ancak unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak zorundayız
Mustafa Kemal Atatürk
Yaban Romanı Özeti
Yaban eğitimli bir Türk subayı olan Ahmet Celal’in Kurtuluş savaşı yıllarında yerleştiği Eskişehir dolaylarındaki Anadolu köyünde geçer. Ahmet Celal, vatanı için birçok savaşa katılmış ve Çanakkale Savaşı’nda kolunu kaybetmiştir. Babası da kendisi gibi askerdir.
Birinci Dünya Savaşı’nda kolunu kaybeden Ahmet Celal, vatansever bir insandır. Artık savaşamayacağı için emir eri olarak birlikte savaştığı Mehmet Ali’nin köyüne gider. Amacı savaş yıllarında bir nebze olsun halka kurtuluş bilincini aşılamaktır.
Ahmet Celal halkın Kurtuluş Savaşı’na olan duyarsızlığı karşısında hayal kırıklığına uğrar. Hatta köylü vatan uğruna kolunu kaybeden Ahmet Celal’i önemsemez. Onu kendisinden farklı görür ve dışlar. Bu yüzden köylü tarafından “Yaban” adını alır.
Kendi emir eri bile zamanla Ahmet Celal’den uzaklaşır. Köyde Salih Ağa adındaki şahısın sözü geçer. Halk onun sözünden çıkmaz. Sonuç olarak köyde cehalet kol gezer. İnsanlar Yunan askeri köye saldırana kadar Anadolu’nun işgaliyle ilgilenmez. Kendi sıradan hayatlarına bakar.
Mehmet Ali yeniden orduya katıldıktan sonra Ahmet Celal’in yalnızlığı iyice depreşir. Tam bu sırada Emine’yi görür ve ona âşık olur. Ancak Emine başka biriyle evlenir.
Köylü o denli cahildir ki Yunan köylerine saldırıp katliam yaptığında yaptıkları hatanın farkına varırlar. Ancak çok geçtir. Yıllarca bilgisizlik ve cehalete terk edilen Anadolu köylüsünün bu durumunun gerçek sorumlusu Türk aydınıdır. Çünkü Anadolu yüzyıllarca sadece asker toplamak için savaştan savaşa hatırlanmıştır.
Yunan saldırısı esnasında Ahmet Celal, Emine’yi de alarak köyden kaçmaya çalışır. Ancak Emine düşman tarafından vurulur. Ahmet Celal, günlüğünü ve Emine’yi bırakarak köyden uzaklaşır. Savaş sonrasında katliamın boyutunu tespit için köye gelen heyet bu günlüğü bulur. Yani Yaban, Türk edebiyatındaki günlük biçiminde yazılan romanlara örnektir.
Türk Fikir Hayatında Yaban Romanı
Türk fikir hayatında özel bir yeri olan Yaban romanı, Cumhuriyet tarihinin en çok baskı yapan romanlarındandır. Aynı zamanda eser, o güne kadar daima romantik bir bakışla anlatılan Anadolu’ya realist bir bakıştır.
Yaban romanı, Kurtuluş Savaşı romanları arasında da önemli bir yere sahiptir. Nitekim bu romanda, savaşın sosyolojisine dair önemli bilgiler vardır.
Yaban Romanı Tahlili
Yaban romanı, Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşı ve Anadolu insanını gerçekçi bir dille öyküleyen ilk tezli romandır. Daha öncesinde Beş Hececiler ve Millî Edebiyatçıların kaleminden anlatılan Anadolu, hep güzel yönleriyle betimlenmiştir. Oysaki Anadolu halkının cahil kalmasının vatana olan aidiyet hislerini bile aşındırdığı gerçeğini güçlü bir sesle ilk kez ortaya koyan bu eserdir. Nitekim Veysel Şahin (2007) Yaban romanı ile ilgili şunları söylemektedir:
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Millî Mücadele yıllarında milleti yeniden bilinçlendirmek amacıyla kaleme aldığı Yaban adlı romanında, halk ve aydının varoluşsal kaynaklarına karşı takındığı tavır ortaya koyar. Özelikle halk ve aydın arasındaki iletişim kopukluğu o dönemdeki insanların tümkimliksel veri alanlarını imha eder. Kültürel ve düşünsel anlamda gerçekleşen imha, Ahmet Celâl’in şahsında simgeleşerek bütün bir Türk milletinin içine düştüğü çıkmazı gösterir.
Roman Tekniği Bakımından Yaban
Eserde ön plana çıkan çatışma aydın ve köylü arasındaki kısır döngüdür. Köylüler aydınlar tarafından küçümsenmekte ve önemsiz addedilmektedir. Sonuçta aydınların köylüleri eğitme gibi bir çabası yoktur. Bunun tam zıddı da geçerlidir. Bir aydının köy yaşantısına dâhil olması da mümkün değildir. Çünkü aydınlar köylüler nazarında “yaban”dır.
Yaban romanındaki kahramanlar daima bir yönleriyle dünya gerçeklerine bağlıdır. Romantik bir duyumsama içerisine girmez, yaşadıkları ve hissettiklerini yansıtırlar. Hatta başkahramanın roman içi sosyolojik saptamaları bile romantizm tuzağına düşmez. Çünkü bölümlerde dahi akıl ve gerçekler ön plandadır.
Yaban, Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatının Anadolu romantizmine bir başkaldırıdır. Öyle ki onun açtığı bu yol, zamanla Tarık Buğra ve Kemal Tahir gibi sanatçıların da Anadolu gerçeğine realist bir çizgide yaklaşmasını sağlamıştır.
Yaban Romanının Türü
Yaban, Türk edebiyatındaki en çok yankı uyandıran tezli romandır. Bu yönüyle eser, hem tezli hem de tarihî roman örneğidir. Ayrıca roman, Türk edebiyatındaki jakobenizm ögeleri taşıyan eserlerden biri olarak da bilinir.
Jakobenizm, kendi ideolojisini diğer herkesten üstün göremeye denir. Bu açıdan bakıldığında Yaban, Cumhuriyet Dönemi edebiyatı içerisinde mahiyeti en çok tartışılan eserlerden biridir.
Romanın Yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yaban romanının yazarı Yakup Karaosmanoğlu, edebî yaşamına Fecriati Topluluğu ile başladı. Bu dönemde sanat sanat içindir görüşünü benimsedi. Ancak topluluktaki birçok diğer sanatçı gibi ülkenin bulunduğu zor durumun etkisiyle Millî Edebiyat’a katıldı.
Yakup Kadri, Millî Edebiyat içerisinde Anadolu ve Millî Mücadele’yi gerçekçi bir dille anlattı. Öyle ki herkesin Anadolu köylüsüne methiyeler düzdüğü bir dönemde o Anadolu’daki cehaleti realist bir dille anlattı.
Cumhuriyet’in ilanından sonra Yakup Kadri, Ankara’da oluşan yeni bürokratik çevredeki sorunları merkeze aldı. Kadro Dergisi ile dergicilik alanına da girdi. Ancak bu derginin sosyalist görüşlerle suçlanması sonucunda hem ödül hem de ceza mantığıyla diplomat olarak yurt dışına sürüldü.
Sanatçı, diplomat olarak yurt dışına sürülmesi üzerine buralardaki anılarını Zoraki Diplomat adlı eserinde topladı. 1974’te hayata gözlerini yumdu.
Yaban Ne Demek?
Yaban kelimesi Türkçeye Farsçadan geçmiştir. Türk Dil Kurumuna göre altı farklı anlamı olan kelimenin bu romandaki anlamı “yabancı, el, kendinden olmayan”dır.
Yaban kelimesinin diğer bazı anlamları şunlardır:
- İnsan yaşamayan yer,
- Vahşi hayvan ya da bitki,
- Aile ortamından uzak yer.
Kaynakça / References
Biçer, E. (2018). Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban Adlı Romanında Aydın Yozlaşması (Master’s thesis, Ardahan Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü).
Sevim, A. (2014). Yakup Kadri’nin Yaban Romanında Aydın-Halk Kopukluğu/Disconnection between Intellectuals and Community Theme in the Yakup Kadri’s Yaban Novel. Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 1(2), 189-195.
Kapak Fotoğrafı: 54.kitap
[…] Yaban, Ankara, Sodom ve Gomore: Yakup Kadri Karaosmanoğlu […]
[…] Edip Adıvar (Ateşten Gömle vb.) , Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Yaban vb.) ve Refik Halit Karay gibi isimler Türkçülük akımının edebiyattaki […]
[…] Kadri Karaosmanoğlu: Anadolu gerçekliğini Yaban vb. romanlarında nesnel bir dille […]