İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sosyal medya ve edebiyat ilişkisi dönüşüm yaşıyor

Sosyal medya edebiyatı, bir başka deyişle kahve edebiyatı, ne denli ağır eleştirilere uğrarsa uğrasın yeni bir yazınsal gerçeklik oluşturmayı başardı. Yüz binlerce takipçisi olan genç yazarlar, artık kendileri gibi duyup kendileri gibi hisseden genç kitleye çok daha rahat ulaşıyor. Edebiyatı hızlı tüketim aracına dönüştüren bu anlayış, #edebiyatsokakta etiketi ile varlığını somutlaştırıyor. Nitekim sosyal medyada manipüle edilen etkileşimler yeni yazarlar doğruyor. Bu edebiyatın geleceği için hem ciddi bir sorunlar hem de yeni imkânlar yaratıyor.

Sosyal Medyanın Edebiyata Etkisi

Sosyal medyanın hızlı yükselişi edebiyat alanındaki geleneksel yaklaşımları âdeta paramparça etti. Edebiyatın hızlı tüketim çılgınlığının bir parçası olduğu bu mecra, uzun ve derin olana tahammül etmiyor. Öyle ki, kısa ve etkileyici sözler, sosyal medyada milyonlarca kişiye ulaşmak ve sevilen edebî kişilik çizmek için manipüle edilmiş, takipçi etkinlikleri ile kurulmuş sahte bir gerçeklik doğurmaya devam ediyor. Instagram, Facebook ve Twitter bu konuda başı çekiyor.

Sosyal medya, kaliteli yazarların değil; takipçi sayısını artırmayı başaranların alanı. İçerik üreticileri sosyal medya sayesinde düşük meblağlar ile büyük kitlelere ulaşıyor. Kendi kitaplarını farklı sosyal medya kullanıcılarını birer elçi olarak kullanıp takipçilerinin kişisel çevrelerinde ivmelendiriyor. Bu ivmelenme kısa sürede küçük çaplı bir kelebek etkisi de doğuruyor. Kısacası içerik üreticileri, bu sayede geleneksel yayıncıların otokontrolünü kolaylıkla saf dışı bırakabiliyor. Bu durumun hem artısı hem de eksisi çok fazla.

İyi bir yayınevinden kitap çıkarmanın ahbap çavuş ilişkisi ile yürüdüğü Türkiye’de, gerçek anlamda gelecek vadeden birçok eserin gövermeden söndüğü bilinen bir gerçek. Bu konuda sosyal medya, yazarları yayınevlerinin insafına bırakmadan kendi akışını sağlıyor. Ancak bu akışta, gündelik problemleri niteliksiz bir dille anlatan yüzlerce eser doğuyor. Bu eserler kısa sürede popüler okurun gözdesi durumuna geliyor. Yani sosyal medya edebiyatı, standartları yok eden yeni bir ekol vadediyor.

Özetle, sosyal medya alanında yapılan yazınsal faaliyetlerin birçoğu aslında ortalama insan zekâsına hitap eden üstünkörü çalışmalar. Bu dogmaları besleyen en önemli unsur ise insanların inançları, siyasi görüşleri.

İçerik üreticilerinin yanında, sosyal medyada bir de ikonlaşan isimlerin çağı yaşanıyor. Nitekim Türkiye’de Cemal Süreya, İlhan Berk, Necip Fazıl ve Nazım Hikmet gibi isimler bir yazınsal ikon hâlini almış desek yanlış olmaz. Tabii ki bu saydığımız kişilerin tamamı Türk edebiyatının köşe taşları. Fakat buradaki sorun insanların artık sevdikleri yazara karar vermek için sosyal medya paylaşımlarını referans alması.

Bugün Türkiye’de kkonlaşma yüzünden edebî bir derinliği bulunmasa da herkes okumadığı kitaptan, duymadığı notalardan sanal bir zevk algısına kapılıyor. Cemal Süreya, iyi bir şairdir diyen insanların birçoğu aslında hayatlarında hiç Cemal Süreya şiiri okumamış insanlar. Kısacası ülkemizde entelektüel gösteriş metası olan kitaplar, sosyal medyanın beğeni çekme vasıtaları durumunda. Kitaplıkların dört bucak süslediği evlerde binyıl geçse de asla okunmayacak “dekor kitaplar” mevcut.

Kahve Edebiyatı

Sosyal medya edebiyatı, denildiği zaman akla gelen ilk şey kahve. Bugün binlerce sosyal medya kullanıcısı, oluşturdukları yüksek sinerji ile bireysel reklamcılara dönüştü. Bu yüzden önceleri insanlara güzel gelen kahve ve kitap ikilisi artık popüler kültürün edebiyatı yok edişini anlatan bir belirtke durumunda.

Bu kültürün gelişmesinde fincan ve kahve firmalarının bireysel reklamcılıktan büyük bir etkileşim elde etmesi önemli rol oynuyor. Bugün, Türkiye’nin en büyük yayınevleri bile bu pastadan pay kapma derdinde. Hatta okunmayan kitaplarını ücretsiz şekilde içerik üreticilerine gönderip afili paylaşımlar yaptıran çok sayıda yayınevi var.

Sosyal medyanın neden olduğu bu yıkım karşısında, başarılı romancılar da yeni kuşağı anlama derdinde. Örneğin Nobel kazandıktan sonra hiçbir eserinde kapsamlı bir reklam politikasına yönelmeyen Orhan Pamuk bile paradigma değiştiriyor. Pamuk, yeni kitabı Veba Geceleri’ni büyük bir lansman ile piyasaya çıkarıyor. Kısacası sosyal medya ve görselin gücü, edebiyatın bileğini büküyor. Mağara köşelerindeki kabartmalarla başlayan insanın sanat serüveni yine aynı yere dönüyor. Yazı değer kaybederken görsel mutlak bir zafer kazanıyor.

Özet
Sosyal Medya Edebiyatı, Yeni Bir Ekol Vadediyor
Başlık
Sosyal Medya Edebiyatı, Yeni Bir Ekol Vadediyor
Açıklama
Sosyal medya edebiyatı, bir başka deyişle kahve edebiyatı, ne denli ağır eleştirilere uğrarsa uğrasın yeni bir yazınsal gerçeklik oluşturmayı başardı.
Yayımcı
Ensar KILIÇ
Yayımlayan
Simit Çay Edebiyat Etkinlikleri
Logo

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir