Sığır töreni nedir? Edebiyat açısından bakıldığında sığır töreni koşuk nazım biçimiyle şiirlerin söylendiği bayramlardır. Sığır törenleri, sürek avları için yapılan kutlama merasimleridir. Nitekim, Eski Türklerde üç çeşit bayram vardır. Bu bayramlar sığır töreni, yuğ töreni ve şölendir.
Şölenlere şeylan da denir. İslamiyet Öncesi Türkler, dinî açıdan en çok sığır törenlerine önem vermiştir. Çünkü bu törenin amacı Kök Tengri’ye sunulmak üzere kurban sunumudur. Ayrıca, kutsal yönleri olan sığır töreni edebiyat açısından da çok önemlidir. Çünkü bu törenlerde koşuklar en önemli unsurdur. Bu konu ile ilgili test çözmek için tıklayın.
Geleneksel törenler, toplumların kendilerine özgün olan yanlarını oluşturabildikleri, koruyabildikleri ve gelecek nesillere bu özgünlüğü aktarabildikleri önemli olgulardır (Sarıkaya, 2019). Bu yüzden düğün ve cenaze gibi törenler değişime karşı toplumun diğer kültürel ögelerine göre daha dayanıklıdır. Yani bir toplumun düğün ve cenaze törenlerine bakınca o toplumun geçmişine dair özellikleri görmek mümkündür.
Sığır törenlerinde söylenen şiirlere koşuk denir. Koşuklar İslamiyet’ten sonra halk edebiyatında koşmaya dönüşmüştür. Divan edebiyatında ise gazel bu türe karşılık gelmektedir. Yuğ törenlerinde söylenen şiirlere ise sagu denmektedir.
Kadim Türklerde sığır töreni nasıl gerçekleştirilir?
Türklerde sığır törenleri topluca yapılan sürek avlarıyla başlar. İslamiyet Öncesi Eski Türk metinlerinde sürek avlarında “av avlandığı, kuş kuşlandığı”na dair anlatılar vardır. Nitekim bu kavramlar törenlerin dinî boyutuyla alakalıdır. Çünkü sığır törenleri Tengricilik inancında dinî bir ritüeldir.
İnanışa göre, avlanan hayvanlar Kök Tengri’nin bir lütfudür. Sığır törenlerinin avlanma dönemi bittikten sonra sıra bodun obası toplantısına gelir. Sığır törenlerinin sonundaki bu toplantıya o Türk bodununa mensup olan tüm alplar katılır. (Eski Türklerde hane reisi olan erkeklere alp denir.) Bu toplantılarda kahramanlıklarıyla tüm boyların takdirini kazanan alplar büyük kutlamalarla karşılanır.
Kutlamalarda kurban öncesi ve sonrasında baksı ya da ozan adı verilen şairler koşuk adı verilen şiirler söyler. Bu şiirler içerik olarak daha çok ülkeyi yöneten kağan ve kağanın uruğuna (ailesine) yöneliktir. Bu şiirlerde kafiyeler sonunda değil baştadır. Aynı zamanda modern edebiyat kuramlarında aliterasyon olarak adlandırdığımız ahenk unsuru sığır koşuklarında başlıca ahenk unsuru olarak dikkat çeker.
Sığır Töresi
Eski Türkler genel itibarıyla boylar konfederasyonu şeklinde bir siyasi yapıya sahip oldukları için yapılan ulusal törenlerde de belirli bir protokol sırası ortaya çıkmıştır. Yani av sonrası toplantılarda hangi boy üyelerinin nereye oturacağı ve hangi boyların kesilen etten ne kadar pay alacağı Türk töresi uyarınca belirlidir.
Sığır törenlerinin en büyük amacı “yak” adı verilen ve kuvveti ile dikkat çeken Tibet öküzü avlayabilmektir. Eski Türkler, Tibet öküzlerine sığır adı verdikleri için bu törenin adı da sığır töreni adını alır.
Sığır törenlerinin sürek avı safhasında her zaman Tibet öküzü yakalamaz. Çünkü bu hayvanları yakalamak oldukça zor bir iştir. Bu durumda Tibet öküzü yerine besili bir öküz kurban etmek adettendir.
Kadim Türklerde avlanarak kurban edilen bu hayvana ıduk denir. Bununla birlikte bazı Türk topluluklarında Tibet öküzü yerine at da kurban etme geleneği de vardır.
Bugün Altay ve Tuva Türkleri gibi bazı Türk topluluklarında tam olarak eskiyi yansıtmasa da sığır törenine benzer gelenekler yaşamaktadır. Yine Türklere akraba Tunguz kavimlerinden Evenklerde de bu tarz gelenekler hâlâ vardır.
Şölen Töreni
Eski Türklerde özellikle ilkyaz aylarında tüm boy beylerinin toplandığı ve neşeli şiirler eşliğinde kurulan büyük ziyafetlere şölen denir. Eski Türkler baharın gelişi ile doğanın canlanışını şölen ya da şeylan denilen bu toplantılarda kutlamıştır. Bunu Bahattin Ögel şu şekilde ifade eder:
Baharın gelişi Türkler arasında önemlidir. Çünkü Türklerin yaşadıkları coğrafyada kışlar uzun ve sert geçmektedir. Eski Türklerde baharın gelişini, senenin ilk gök gürlemeleri haber verirdi. Bu ilk gök gürültüleri ile bahar da başlamış olurdu. Çünkü kışın, her yerde olduğu gibi, orada da gök gürlemezdi
Bahattin Ögel
KAYNAKLAR
Sarıkaya, S. (2019). Gösteri toplumunda geleneksel törenlerin dönüşümü: doğum, düğün ve cenaze törenleri üzerine bir inceleme.
[…] ve ağlayan gözlerinden kanlı yaşlar döküldüğünü belirtmektedir. Burada –Eski Türklerin yuğ törenlerindeki gözlerinin altını keserek ağlayan ve sığıtçı denilen şamanlara kadar götürülebilecek- […]
[…] kadim tiyatro metinleri de vardır. Bunların ilki Maitrisimit’tir. Yine eski Türklerdeki sığır töreni vb. ritüellerde öncül tiyatral faaliyetler göze […]
[…] bakılırsa Türk şiirinde ilk din dışı konuları işleyen şairler ta sözlü geleneklerdeki şamanlardır. Nitekim İslamiyet öncesi Türk edebiyatına bakıldığında burada lirik konuları […]
[…] gözlerinin altını kesip yas için kanlı yaşlar dökmesine atıf yapılmıştır. (Bk. Eski Türklerde Yuğ Töreni) Divan sanatçıları eserlerinde özellikle de mesnevilerde efsane ve destan türündeki halk […]
[…] ise mersiye adını almıştır. Eski Türklerde yuğ törenlerinin dışında şölen ve sığır töreni adıyla bilinen iki merasim daha […]