Can Sıkıntısı (Rica Ederim Bu Bahsi Kapatalım!) | Yorgunluk ve hiç bitmeyecek bu can sıkıntısı, kendi canından sıkılmak mı yoksa sıradan ve basit bir can sıkılması mı ? Canımdan sıkılmış olabilir miyim acaba bu genç yaşımda? Ya da beni bu genç yaşımda canımdan sıkacak ne olmuş olabilir ki! Hiroşima‘da atom bombasının atıldığı kentte ben yoktum veyahut herhangi bir siperde kafamı çıkarır çıkarmaz ölmedim ya da ben hiç enkaz altında kalmadım. Peki nedir bu duruma getiren ve küçücük bir üzüntüde mezar sessizliğine gömen bu can sıkıntısı?
Anlatamamak, söyleyecek binlerce kelime olmasına rağmen beni susturan, beni korkaklaştıran ve kendi içime hapsolmama neden olan tek şey “anlatamadıklarım”. Anlatamadıklarım içimde büyüyor büyüyor adeta bir atom bombası veyahut kafamda bir mermi ya da enkaz altında kalma hissi veriyor.
Hayat bizi bir yerlere bir şekilde getiriyor ve götürüyor. Kimi zaman saçma sapan bir durumda oluyorsun, kimi zaman da büyük bir yoksulluk çekiyorsun “hem maddi hem manevi”. Ama insanın sığınacağı bir şeyler olmalı diye düşünürken, bu satırları yazdığımı ve daha senelerce yazacağım düşüncesiyle kafamı meşgul ediyorum. Evet, ben hayata kalemle tutunuyorum, dilimden dökülmeyen kelimeleri bu kalem anlatıyor. Bu kalemi tutan el benim, parmaklar benim, duygular benim. Ama artık benim olmayan ve hiç olmayacak şeyler var. O konuyu açmayalım, rica ederim bu bahsi kapatalım!
12/10/2013
Sizin de yazınız sitemizde yayımlansın.
İlk yorum yapan siz olun