Kaldırımlar şiiri, Necip Fazıl Kısakürek’in edebî kişiliği içerisinde değerlendirildiğinde onun en çok etki uyandıran şiiridir. Nitekim Kaldırımlar şiir tarzı ve retorik tahlili açısından saf şiir anlayışını o denli iyi yansıtmıştır ki, sanatçı Kaldırımlar Şairi olarak da anılmaktadır (Babayeva, 2020). Kaldırımlar şiir tahlili aşağıdadır. Peki, Kaldırımlar şiirinin teması nedir? Şiirde korku teması nasıl yansıtılmıştır? Kaldırımlar şiiri şu şekilde başlamaktadır: KALDIRIMLAR ŞİİRİ Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;…
Yazı etiketleri “Korku nedir?”
Bana göre korku, “yaşamın belirtisi, anlamı ve bağlılık”tır. Peki size göre korku nedir?
Yaşamı devam ettiren soyut şeylerin başında sağlık, huzur ve mutluluğun olduğunu söylesek de araya korku faktörü girerek bizi ayakta tutan en önemli nedenlerden oluyor. Sağlıklı olmak için korkuyoruz, huzursuz olmaktan korkuyoruz, mutlu olmamaktan korkuyoruz. Sevdiklerimizi kaybetmekten korkuyoruz, bu da bizi onlara daha çok bağlıyor, her kaybetme hissinde biraz daha.
Korku bizi sessizleştiriyor, korku bizi hızlı hayata adapte ediyor, korku bizi uyuşturuyor, korku yüzümüze su çarpıyor. Hem en ezeli düşmanım hem de dostum olan korku artık bana sağ gösterip sol vuramıyor. Korkusuz olmayı öğreneceksin diyor içimde ki ben. Korkusuz olacaksın korkan tüm çocuklar için, kadınlar için, adamlar için ve en son da kendin için. Kendini en son düşünmenin korkusunu da tadacaksın diyor, önce yavrum diyen anneler için, önce vatanım diyen erler, önce bilim diyen niceler için.
İçimizdeki Korku Nedir?
Biraz da korkacaksın diyor içimdeki ben, korkunun karanlığında oturup bilinmezliklere bakarken titreyeceksin diyor, o bilinmezliğin karşına çıkardığı seslerden korkacaksın. Kim bilir kimi zaman ölmek istemiyorum diyen kadınların sesini, kimi zaman açım diye ağlayan çocukların sesini, kimi zaman direnemiyorım yardım edin diyenlerin sesini. Bir zaman sonra da kendi sesinden değil kendi sessizliğinden korkacaksın, korktuğun her şey sesine yapışıp susturacak seni. Bırak diyecek, sesler her zaman görevini yerine getirmiyor.
Bağıran sesler doğru kulaklara ulaşmıyor, ulaşamıyor kimi zaman. Şimdi sen sus tüm duyulamayan sesler için çünkü bağırsan korku haykıracaksın, bağırsan zehir akıtacaksın. Korkunun ve bilinmezliğin karanlığı sen olacaksın. Sen olacaksın ki sesini çıkardığında akıttığın zehirle hiç bir cani dik duramayacak karşında. Kendin için mi bunları söylediğimi sanıyorsun diyor içimdeki ben. Yanılıyorsun diyor daha sonra, sen yansıtacaksın korkunun acısını yansıtamayanlar için. Korkularını içlerinde bastırıp hür olamayanlar için hür olacaksın.
Bu kadar evrensel olan bir duyguyu sadece biz yaşıyor gibi davranıyoruz sadece. Bencilleştiriyoruz bazen korkumuzu ve tüm diğer duygularımızı. Oysa karanlığa karşı tek başına ayakta durmaktansa her zaman iyi gelirdi yanında dayanağın olacak birilerinin olması. Korkularla yüzleşirken korkusuz olmaya çalışmak ilk defa da olacak bir iş değildi. Öyleyse neden bir kez daha denemiyorsun korkularına yenik düşmemeyi? Peki ya şimdi size göre korku nedir?
Rahime Badem