İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yazı etiketleri “Mısra-i azade”

Mısra-i azade

Aruz ölçüsü kullanılarak yazılmış tek beyitten oluşan şiirlere mısra-i azade ya da azade mısra denir. Bu mısralar, tek başlarına bir şiir durumundadır.

Cengiz, Divan Şiiri Antolojisi adlı eserde bu tarz şiirleri şu şekilde açıklamaktadır:

Mısra, tek başına da bir nazım şekli olabilir . Böyle mısralara “mısra – i âzâde”, “âzâde misra” derler. Azâde mısralar dîvânın en sonunda yer alır.

Mısra-i azade (azade mısra) örnekleri

  • Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş (Baki)
  • Dökülen mey kırılan şişe-i rindân olsun (Nedim)
  • Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur. (Şeyhülislam Yahya)
  • Sitem hep aşinalardan gelir bîgâneden gelmez. (Nabi)
  • Ab nakş-ı sûreti mahv eylemez ayineden. (Bâkî)
  • Aç olan ‘alemde ekmek yok sanır. (Sabâyi)
  • Söndürme öz elinle yandırdığın çerağı (Fuzuli)

Daha fazla örnek için: Klasik edebiyatımızda mesel haline gelmiş bazı berceste mısralar.

 

Anjanbuman (Anjambman) nedir?

Anjambman ya da Türk Dil Kurumuna göre anjanbuman, şiirdeki dizenin tek bir satırda bitmeyip bir alt satıra taşmasıdır. Bu nedenle anjambmana dize taşırma da denir. Anjanbuman Türk edebiyatında ilk kez Servetifünun Dönemi‘nde kullanılmıştır. Tevfik Fikret, bu konuda bir öncüdür. Anjanbuman, Türk Dil Kurumunun Fransızca kökenli anjambman kelimesinin dilimizde kullanılmasını istediği söyleyişidir. Nitekim anjambman ile aynı anlama gelir ve TDK tarafından “dizenin son kelimesiyle sonraki dizeyi…